Arkadaşlar,
Kuantum fiziği benim icadım değil. Bu sütunda yazdıklarım da benim teorim değil. Teorisyen düşünür, yol gösterir, matematikçi de o yolu denklemlerle basamak haline getirir. Zamanımızda Einstein gibi hem teori hem matematik geliştirebilecek üstün zekalar yok maalesef. Şimdi işler böyle ekipler halinde yapılıyor artık. Teorisyen teori üretiyor, matematikçi denklem haline getiriyor. Deneyci de deneyini gerçekleştiriyor. Yani ben bu fiziği icat etmedim ki ondan sorumlu olup tüm yönlerini ve matematiğini öğreneyim. Ayrıca Bu fiziğin matematiğini bizim ülkemizde çözebilecek kaç kişi vardır düşünmek bile istemiyorum.
"Potansiyel" demek, "bir şeyi yapabilme, yaratabilme gücü" demektir. Klasik fizikte olmayabilir ama bir elektron demetini hızlandırıcıda hızlandırdığınız zaman ona enerji yüklemiş olursunuz. Yüklenen enerji onun hızındadır. Yani enerjiyi onu hızlandırmak için kullanırsınız ve o da hızlanır. Bu hız başka bir demetle çarpıştığında temsil ettiği güç oranında kütleli parçacıklar oluşturur. Yani hızda bulunan güç (potansiyel) işe dönüşür. Ama çarpışma olmadığında yine elinizde aynı elektron demeti (aynı kütle) ama yüksek hız vardır. Yani demetin kütlesi değil, enerjisi, hızı artar. Ve elbette bu hızın karşılığı olan bir kütle potansiyeli vardır. Ama çarpışma olmadığında bu potansiyel gerçek kütleye dönüşmez. Enerji olarak kalır. Bu enerji de gerçek enerjidir, uzayı büker.
Güneş yaydığından daha fazla enerji üretir. Bu da devamlı olarak artacaktır. Bir sistem enerji üretmiyorsa neden yaysın ki?
Güneş basit bir sistemdir. Kütleçekimi sayesinde sahip olduğu gazları sıkıştırır. Sıkışan atomlar ısınır. Isınma demek hızlanma demektir. Hız da yukarıda söylediğim gibi enerji demektir. Bu enerji reaksiyonlara neden olur, daha fazla enerji açığa çıkar. Bu arada daha ağır atomlar oluşur. Bunlar merkezde toplanırlar (ağır oldukları için) Sıkışma birim başına düşen kütleçekim gücünün daha fazla hissedilmesi demektir. Daha önce olduklarından daha yakına gelmişlerdir. Bu daha fazla sıkışmaya neden olur ve ağır atomlar daha da ağır atomlara doğru reaksiyona maruz kalırlar. Bu durum demir atomları oluşana kadar devam eder. Daha sonraki elementler enerji üretmek yerine tükettikleri için bu aşamadan sonra güneş artık daha az enerji yayacak demektir. Ama bu arada merkezdeki yüksek sıcaklık yüzünden daha dış katmanlar şişip genleşecek ve güneşin çapını büyütecektir.
Demir aşamasından sonra güneş küçülür ve kırmızı bir cüce yıldız olarak yaşamına devam eder. Bizim güneşimiz bu tip bir güneştir.
Bu bilgileri bence her yerde bulabilirsiniz. Yani ben üretmiyorum. Sadece aktarıyorum. Eğer bunları beğenmiyorsanız muhatabınız ben değilim.
Evet arkadaşlar... İyi kötü bilgi ve düşüncelerimizi paylaştık. Bilim kimsenin malı değildir. Kim ararsa o bulur. Bence bu sütunda söylenebilecek, anlaşılmayan bir husus kalmamıştır. Katılmayanlar. yanlış diyenler olabilir. Kimse kimsenin aklına ipotek koyamaz. Her düşünceye saygımız var yeter ki düzgün söylensin.
Soruyu ben açmıştım şimdi kapatmakta bana düşer.
Katılan, yazan, bilgi ve düşüncelerini paylaşan tüm arkadaşlara teşekkür ederim.
Sevgi ve saygılarımla...
Not: Daha fazla uzatmazsanız sevinirim. Zaten bundan sonra tekrar yazmayı düşünmüyorum. Yani benden kurtulmuş olacaksınız. Bu sütunun konusu bitsin ve ben de gideyim. Tek isteğim bu. Eğer hala aranızda saygı göstermeyip yazan olursa bu sütunu silerim toptan kurtuluruz.