Perfectıon,
Bir madde ışık hızına ulaşabilirse, yukarıda açıkladığım gibi onun için zaman durur. Yani, kendi oluşturduğu tam bükülüp kapanmış uzayda kendisi için çıkışı olmayan bir dairesel döngüde mahsur kalır bence.
Ama yol almakta olduğu uzayda yine ışık hızıyla gitmektedir. Işık hızında gider ve zaman çalışmaz. Yani bir foton gibi yoluna devam eder. Dışarıdan bakan biri onun hiç kımıldamadığını, donup kalmış olduğunu görür. (Öyle bir durumu hayal etmek zor çünkü zaten öyle bir şey olmaz, hiç bir cisim ışık hızına ulaşamaz.
Asıl önemli olan, karadelikleri veya çok güçlü çekim alanlarını bir yana bırakırsak, zamanın evrenin her zerresinde eşit olarak aktığıdır. Zaman akışkan, değişken, giden, gelen bir şey değildir. Uzayı meydana getiren her plank mesafesinde ya da daha aşağısında (varsa eğer) hep sabittir. Öyle olmasaydı biz evreni bu kadar düzgün ve düzenli olarak göremezdik.
Zamanla ilgili değişkenlik söz konusu olduğunda kütle çekiminden başka bir etken, açıklama var mıdır? Bu yüzden foton güçlü bir kütle çekim alanından geçerken bu zorluğun katsayısı, sabiti vardır. O da kütleçekim sabitidir. Bu sayede büktüğü ışığı ölçerek bir galaksinin kütle ağırlığını tespit edebiliyorlar. Ya da çarpışan karadeliklerin her birinin kaç güneş kütlesinde olduğunu ölçebiliyorlar.
Verdiğim örnekteki zaman direkleri olayı tasvir etmek içindi. Aslında kütleli bir cismin uzayı büktüğünü görelilik kabul ediyor. Hesaplar bu sayede yapılabiliyor. Benim anlattığım da aynı şey. Yol bükülmüş olduğu için ikizlerin birisi aynı zaman içinde daha yavaş, ağır çekimle yaşamış oluyor.