0

Beyinde zaman algısı son 50 yılın bilimsel araştırmalarına göre iki ana başlık altında incelenebilir . Biyolojik ve iç saat ve Zaman algımız . Biyolojik saatlerimiz , vücüdumuzda bulunan milyarlarca hücrede büyük bir disiplin ve standardize bir şekilde işler . Yavaşlanıp hızlanmaz . (Akşam olduğunda uyku hormonların salgılanması gibi ) Zaman algısı ise aslında sizin sorduğunuz ve soru . Bu sorunun cevapı prefrontal korteks ve bazal ganliyonlar .Bazal ganliyonlar , beyin korteksinin derinlerinde bulunur . Beynin ön bölgesinde (frontal ) tıpkı bir saat gibi çalışan ve şuan da kalmamızı sağlayan hücreler ve buna ek olarak fiziksel dünyayı deneyimlememiz ile zaman algısını hızlandıran ve yavaşlandıran hücreler vardır . Mesela karşımıza orangutan bir uzaylı çıktığında amigdala azar ve beyindeki o özelleşmiş hücrelerin saniyede yaydığı 20 sinyal sayısı 30 \' a çıkar ! . Aslında einstein\'in o meşhur görelilik tanımlaması bu bilgiler ile çok iyi açıklanır . Eğer sobaya elini 2 dakika koyarsan sana 1 saat gibi gelir fakat hoşlandığın bir dişi ile 1 saat 10 dakika gibi gelir . Bazen bunu söyleyen bir zihnin bunu bilmeden nasıl söylediği kafamı kurcalar . Gelecekte oluşturulacak yapay zekanın temelleri tamamen beyne dayanmayacak o yüzden mevcut zaman mekanizmalarını dijital ortama uyarlama ihtiyacı elbet duyulacaktır . \'\'Zamanı hiçbir zihin saf olarak algılamaz yada hissetmez . Zamanı ancak hareket ile deneyimleriz \'\' (Klein 2011 ) \'\' Zaman , varlığı anlamanın mümkün ufkudur . \'\' ( Heidegger 1962 ) \'\' Zaman , öncelik ve sonralığa göre hareketin sayısıdır . \'\' ( Aristo ) Notlarıma bakmadan yazdım o yüzden üstünkörü ama nöronlarınızı ateşleyecek bilgiler .

Kemal ( Bay Hiçkimse ) 7 yıl önce 0
0

Benim de zaman hakkında vardığım sonuç hareketin bir sonucu olduğu.Aslına bakarsanız hareketle zaman arasındaki sıkı ilişkiyi görelelik çok güzel bir şekilde açıklıyor. Şimdi bir düşünce deneyi yapalım, ışıktan hızlı yol aldığımızı düşünelim. Zaman geriye akar mıydı? Eğer geriye aksaydı bu zamanı belirleyen bir orijin olduğu anlamına gelmez miydi? Yani ortada itaat edilen bir sabit olmalıydı.Kısacası hareket zamanın göreceliğini yaratan şey fakat hareket sonucu oluşuyorsa madem, ne tür bir hareket evrensel bir sabit yarattı? Ayrıca bazal ganglionlar bizi şimdide tutan yapılar demişsiniz. Eğer bunun bilimsel gerçekliği varsa gerçekten önemli sonuçlar doğurma potansiyeli çok yüksek olacaktır.Ayrıca varsayalım ki bazal ganglionları çıkarttık (bazal ganglionun yaşam için gerekli normal fizyolojik işlevlerini yaptığını kabul edelim) zamanın neresinde olurduk? Yada zamanı algılayabilir miydik?Bilginin doğru olduğunu varsayarak ve zaman gibi kompleks bir algının da sadece beynin bu bölgesine atfedilmesinin evrime bir hakaret olduğunun bilincinde olarak bir yorum yapmak isterim. Bence böyle bir durumda zamanı algılayamazdık ki bu da dış dünyanın bir yanılsama olduğu yönünde güçlü bir kanıt olurdu.Ancak gerçek böyle olmamalıdır. Yaptığımız her şeyin en temel iki şartı enerji ve zamandır.Maalesef bunların hepsi birer yanılsama fikrini kanıtlamakta çok fazla zorlanacak şekilde donatılmışız.Verdiğiniz değerli bilgiyi araştıracağım dediğiniz gibi zihnimde yeni fikirler oluştu, çok teşekkür ederim

canket attila atahan 7 yıl önce 0