İnsanlar bir şeye bakarken sadece gördükleri şeye bakmazlar , gördüklerimiz beklentilerimiz ile harmanlanır .
Bu yüzden birden fazla gerçeklik var . Yerçekiminin dindar yada tinsel insanlar tarafından olağan kabul edilip evrimi teorisinin kabul edilmeyişin sebebi kesinlikle bilgi düzeyi yada bilim düzeyi değil .
Referans noktanın yada dayanak noktanın ne olduğu ; baktığın şeyleri nasıl göreceğin açısından büyük rol oynar .
Örneğin , dayanak noktası inanç olup , evrim teorisini derinlemesine bilimsel yollar ile öğrenen bir zihin asla ve asla tanrı yaratmıştır deyip tanrıya hakaret edecek kadar aciz olmaz . Bazen bilimi sıkıcı bulup direk tanrının yönergeleri ile kendini tatmin eden zihinler de olacaktır ve o noktada kimsenin kimseyi yargılamaya ne gücü ne de sorumluluğu vardır .
Sinir sistemi filtreleri adlı bir makale yazıyorum ve şuan bahsetmek istediğim konu daha açıklayıcı olacak o makalede elbet . Bana göre her insanda , bir tane sinir sistemi filtresi ( bakış açısı , referans noktası vs ) bulunur . Dış dünyayı deneyimleyen duyulardan gelen salt bilgiler bu filtreden geçtikten sonra beyin tarafından harmanlanır ve zihin kendi \'\' gerçekliğini \'\' yaratmış olur . Bu noktada sonsuz sayıda gerçekliğin oluşu , evrensel kutuplaşmaya yol açmaz çünkü değişim yada gelişim, daima sırdan kalıplardan kurtulan zihinler tarafından tetiklenmiştir . Neden mantıksız buluyor çünkü herkesin sinir sistemi filtresi farklı .