Tekrar merhaba... Kısıtlı bir internet bağlantısı altında yazabildiğim kadarıyla... Öncelikle Türkçe kullanımınız konusundaki düşüncem, Türkçe\'nin bilimdili olmasıyla ilgili sorgulamalarınızdan beri var. Bazı kavramları ifade ederken kullandığınız esneklik çok iyi.
Şimdi fotonun dalgaların üzerindeki durumuna gelince... Dediğiniz noktayı açıklamadım. Çünkü kendim içinde net bir fikrim yok. Öğreniyorum. Şu anda bu konudaki fikirlerimi paylaşabilirim sadece.
Evet, foton dalgalar üzerindeki sörfçü.. Ve evet, zaman dalgasal. Bu konuda düşüncelerim net.
Ama fotonun, zaman dalgaları üzerinde hareket etmesi konusunda net fikrim yok. Bunun nedeni kuantum ve dalga fonksiyonları konusundaki bilgi eksikliğimden kaynaklanıyor. Geliştirilmeye ihtiyacı var.
Bütün elektromanyetik dalgalar ışık hızında hareket eder. (diye biliyorum.) Zaman dalgaları da \"C\" sabiti üzerinden hareket ediyor.
Ancak zaman dalgalarının yönü, evrenin genişleme yönünün tam tersinde. Evet, her yönden geliyorlar. (Dıştan içe doğru bir dalgalanma) ...( Ama bir fotonun bir zaman dalgası üzerinde hareket ediyorsa, bir nesneye çarpınca başka bir zaman dalgası üzerine atlaması gerekecek. Bu da çok mantıksız.)
Üstelik zaman dalgalanması, evrenin dokusundaki enerjiyi dalgalandırdığı için, bu dokuyu akışkan bir yapıya sokuyor. Zaman dalgalanmasının ölçütleri, Planck değerlerine bağlı olmalı. Yani evrenin en temel ölçüt birimlerinin kaynağından olmalı. (Bu çok yüksek bir frekansta taşınan, bir enerjiye işaret ediyor)
Geçenlerde kızıla kayma ve güneş yelkenli uzay gemileri konusunu incelerken, farklı bir bakış farkettim.
Şimdi bir foton düşünelim. El fenerinden çıkıyor. El fenerinden bırakılan enerji, bırakıldığı yönde uzay-zaman dokusunu dalgalandırıyor ve fotonlarda bu dalgalar üzerinde sörfe başlıyorlar.
Bu dalgalarla aynı hızda olan zaman dalgalanması yüzünden, fotonlar için \"zaman kavramı\" olmuyor.
Zaman dalgalanması, uzay-zaman dokusunu aktif bir enerji alanına çeviriyor.
(Burada kütle olayına bakmak gerekiyor. Fotonların kütlesi yok. Çünkü kütle oluşumu için en azından 3 uzamsal boyut üzerinde titreşmek gerekiyor. Foton ise bir boyut üzerinde titreşirken, diğer boyut üzerinde itiliyor.Titreşmiyor bile.)
Benzetmem olan sörfçü, kütleli olduğu için, dediğiniz gibi suya bir miktar batıp çıkacaktır.
Diğer yandan foton, bir boyut üzerinde dalganın etkisi ile hareket ederken, diğer boyut üzerinde titreşimi , uzay-zaman dokusuyla etkileşiyor. Enerjisinin bir kısmını bu etkileşimde kaybediyor olmalı ki, burada taşınan enerjisi alına yol ile azalıyor. Ama en sonunda fotonun bu titreşimi artık dalga boyu olarak, hiç bir etkileşmeye olanak vermeyecek kadar düştükten, sabit kalıyordur sanırım.
(Ya da titreşim alanı düştüğü için, taradığı alan azaldığı için, dalga tarafından taşınmıyor bile olabilir.
Örneklersem, sudaki tekne pervanesini düz olarak düşünün. Teknenin akıntıda olduğunu ve pervane hareketsizken suyun pervaneye göstereceği direnç nasıl olur? Pervane dönüp bir alan oluşturduğunda oluşan su direnci nasıl olur ? Aradaki fark pervanenin titreşmesi ile işgal ettiği alandan kaynaklanmaz mı?)
Fotonun dalga üzerinde oluşturduğu direnç, tepki çok düşük. Zaten dalga ile aynı hızda olunca, \"dalgaya göre\" tamamen dirençsiz, tepkisiz olacaktır.
Diğer yandan elektron gibi hafif kütleli olan nesneler için durum daha farklı olmalı...
Onlarda bu dalgalarla bir süre taşınsalar da, 3 boyut üzerinde titreştikleri için uzay-zaman dokusuyla çok daha fazla etkileşime gireceklerdir. Böylece başlangıçtaki hızları ne kadar yüksek olursa olsun, daha çabuk enerji ve hız kaybedeceklerdir.
Not: Bu Son yazımdan algıladığınızı, geri besleme mahiyetinde yazabilirseniz, ben de sizin yorumunuzdan ve yaklaşımınızda faydalanabilirim diye düşünüyorum.
Teşekkürler...