Öldükten sonra ne olacağını, ateizm ile açıklamanın bir mantığı yoktur aslında. Örneğin; doğmadan önceki zamanı hatırlamamız mümkün değildir, sırf yaşadığınız zaman boyunca bilinciniz oluştu diye, öldükten sonra da, bu bilincin devam edeceğini düşünmek, bencillik olur.
Fiziksel olarak, insan ölünce ne olduğunu biliyoruz, bütün hücreler öldükten sonra, çürüyüp parçalara ayrılacak. Bilinç de, beyindeki tamamen organik yapının bir ürünü olduğuna göre, artık beslenmeyi kesen hücreler tek tek yok olarak, yarattığı ve bir arada tutmayı başardığı bilinci de parçalayacak ve işlevsiz hale getirecektir. Örneğin; insan bayıldığı zaman bilinç kapanır, o süre içerisinde geçen hiçbir şeyi hatırlayamadığınız gibi, hissetmezsiniz de. Ölünce de bilinç kapanacağı ve o bilince bir daha ulaşamayacağınız için, gezegendeki yıllar süren yolculuğunuz o anda son bulacak demektir.
İnsanlar bu gerçeği asırlar önce öğrenmesine rağmen, kabul etmekte çok zorlanmışlardır. O yüzden insanları, öldükten sonra da hayat var diye inandırmak, oldukça kolaydır. İnsan yaratılışı gereği, hayatta kalmak üzere evrimleştiğine göre, bir inanca bağlı kalarak, öldükten sonra da yaşayacağı düşüncesini benimsemesi aslında doğaldır.
Burada, insanların bir dine inanmasının asıl sebeplerinin başında, bir yaratana inanmaktan çok, öldükten sonra da yaşama isteğinin ağır basmasıdır. Hemen hemen bütün dinler bunu vaat eder.
Hiçbir din çok üzün süre var olmamıştır. Bütün dinler, insanlar değiştikçe elbet bir gün çökecektir. Bunu tarihten görebiliyoruz.
Sonuç olarak ateizm; bu gerçeğin farkında olduğunu vurgulayan, felsefi bir düşünce akımıdır.