Evrende her ne şekilde maddesel bir oluşum varsa, çevresi hem kütle çekim alanıyla hem de elektromanyetik alanla çevrilidir.
Işık her iki alandan da etkilenir.
Nasa, uzaya bazı araçlar gönderirken yakıttan tasarruf etmek amacıyla gönderdiği aracın yolunu uzatma pahasına kütle çekimi güçlü gezegenlerin yakınından geçecek şekilde yönlendirir. Araç bu gezegene yaklaştığında çekim gücü araca etki eder ve gezegene doğru çeker. Araç iyi ayarlandığından bu gücü hissedip gezegene doğru yönlenir ama ona çarpmadan yanından geçer. Geçtiği anda onu çeken bu güç ivme kazanıp hem yön değiştirip, hem hızlanmasına neden olur.
Işık da aynı şekilde etkilenir. Güçlü çekim alanları (Güneşler veya Galaksiler) ışığın bükülmesine neden olur. Bu bükülme ışığa aynı şekilde enerji kazandırır. Yukarıda söylediğim gibi, ışık zaten ışık hızında olduğu ve daha fazla hızlanması mümkün olmadığı için bu kazanılan hız enerji olarak yani göreli kütle enerjisi olarak ışına katkı yapar. Dünyaya çarptığında bu kazanılmış kütle enerjisi gerçek kütleye dönüşür.