Resmi söylemler yukarıda var. Onlara yeni bir şey eklemenin anlamı yok.
Bence.... Uzay ve zamanı büken şey kütle değil, ivmedir. Bükülen şey de bir enerji alanının durumu. Daha doğrusu bir dalganın, bir nesne karşısında aldığı biçim.
Varolduğunu sandığınız sabit kütlelerimiz bile aslında göreceli. Yani aslında sandığımız ve rakamlarla ölçtüğümüz kütleler , sabit değil göreceli kütle.
Bu hatalı algımızın ana nedeni ile tüm evreninin bir sistem olarak aynı hızda ve aynı doğrultuda hareket ediyor oluşumuz. Sabit Kütlemizi oluşturan şey, evrenin genişlemesinden kaynaklanan ivmemiz.
Einstein\'a göre, aynı hızda hareket eden gözlemciler için tüm fizik kuralları aynıdır. Bizim de durumuz aynı.
Burada sorun, bu hareketin genişleme yönünde oluşu ve Einsteinın tanımladığı, hareketin her zaman üç uzamsal boyuttan biri üzerinde olması. Bu hareket içinde kaldığımız sürece kütlemiz sabit kalıyor.
Ancak ekstra bir ivme ile bu rota dışında bir açıya saptığımızda da (ivmelendiğimizde), açı değiştiği için fizik kuralları da değişmeye başlıyor. Zaman yavaşlıyor. Kütle artıyor. Uzamsal boyutların durumları değişiyor. Bu hız sabit ise, bu nesneninde \" everenimize göre\" kütlesi sabit kalıyor....
2) Evrenin açık ya da kapalı olup olmadığı hakkında hiç bir bilgi yok. Bolca fikir ve varsayım var. Sebebi gözlemlenebilir ufkun darlığı... Bana göre açık bir sistem içinde genişleyen kapalı bir sistem içindeyiz. İki sistem arasındaki basınç farkı nedeniyle , evrenin genişlemesi uzun süre sürecek gibi.
Eğer açık sistem olsaydı, bana göre zaman ve kütle ( ki ikisi birbiri ile içiçe bağlı; \"zaman\", kütle için vardır. Kütlesiz nesneler için, \"zaman\" yoktur. Böyle bir kavramda yoktur.) olmazdı.
3) Karadelikler evrenin düşük basınç alanlarıdır. Oysa büyük patlama esnasında ise çok yüksek basınç vardı ve homojendi. Ancak evrenin genişleme esnasında, genişleme ihtiyacı (basıncı) ile hacim/yüzey oranını dengelemek için yapısal bir dönüşüme girdiğini bunu da şişme olarak adlandırdığımızı düşünüyorum. Bu şişme ışık hızından fazla mıydı? O dönem ki ışık hızı sabitinin, şu anki ışık hızı ile aynı olduğunu sanmıyorum. Hatta \"C\" sabitinin bile farklı olduğunu sanıyorum.
Çünkü evrenimizde ışık hızını belirleyen şey, ortamın ve/veya evrenin dokusu (Higgs Alanı) .
\"C\" sabiti ise bir enerji miktarını temsil ediyor. Ortamın durumuna göre bu enerji miktarının (C), fotona ne hızlar vereceğini bilemiyorum. Ben hesaplayamam.
Her durumda evren şişme ile genişleyip, düşük basınç alanları oluşmaya başlayınca ancak karadelikler oluşmaya başladı. Hem de bolca... Daha önce, yüksek basınç ortamında değil.
Not: Karadeliklerin içindeki basınç yüksektir. Ama çevrelerindeki basınç, düşüktür.
Tabii hepsi bana göre...