Gezegenler arası turizmde bir gelecek arayan 85'ten fazla şirket ve kuruluşla birlikte ticari uzay uçuşu yarışı gerçekten başladı. Yine de bazı araştırmacılar kendimizi aşıyor olabileceğimizden endişe ediyorlar. Dünya dışına seyahat normal bir olay haline gelmeden önce, dünyanın bazı temel biyogüvenlik önlemlerini uygulaması gerektiği konusunda uyarıyorlar. Aksi takdirde, Dünya’ya istenmeyen uzaylı ziyaretçileri alınmaya başlanabilir. Yabancı bir organizma, uzay gemilerinden biriyle gezegene girmeyi başarırsa Dünya'nın dengesine zarar verebilir. Bunun gerçekten olma ihtimali, özellikle de henüz Dünya dışında yaşam bulunamadığı için olası değil. Yine de ne kadar kötüye gidebileceği düşünüldüğünde hazırlıklı olmakta fayda var. Daha olası bir senaryoda ise Dünya'dan bir organizmayı uzaya taşıyan bir insan turist olabilir ve bu da önemli bir risktir.
Araştırmalar bazı mikropların uzay benzeri koşullarda hızlı genetik mutasyonlara uğrayabileceğini göstermiştir. Örneğin, araştırmacılar mikro-yerçekimi koşullarında bin nesil Escherichia coli bakterisi yetiştirdikten sonra zararlı bakterilerin daha da rekabetçi hale geldiğini ve antibiyotik direnci kazandığını keşfettiler. Bu dirençli soyları daha sonra Dünya'ya geri taşınırsa insan yaşamını ciddi şekilde tehdit edebilir.
Avustralya'daki Adelaide Üniversitesi'nden istila biyoloğu Phill Cassey, "Gerçekleşme olasılığı düşük, ancak aşırı sonuç potansiyeli olan riskler, biyogüvenlik yönetiminin merkezinde yer alıyor. Çünkü işler ters gittiğinde, gerçekten ciddi sonuçlar doğurur." dedi.
Uluslararası Uzay Araştırmaları Komitesi (COSPAR), Gezegen Koruması üzerine bir panel oluşturdu, ancak şu anki hiçbir üyenin istila bilimi konusunda uzmanlığı yok. Avustralya'daki istila biyologları bunun ciddi bir ihmal olduğunu düşünüyor. Dünya dışı ortamlardan Dünya'ya biyolojik bulaşmayı önlemek için daha karmaşık protokollere ihtiyacımız olduğunu söylüyorlar.
Biyologlar, "İstilacı türlerin bilim ve yönetimindeki muazzam araştırma temeli göz önüne alındığında, istila biyologları ve astrobiyologlar arasındaki daha fazla işbirliğinin mevcut uluslararası protokolleri geliştireceğini iddia ediyoruz; hem Dünyada yaşamını sürdürenler, hem dünya dışı varlıklar, hem de gezegen biyogüvenliği için." şeklinde yazdılar. Çünkü, şu anda biyogüvenlik protokollerimiz başarısız oluyor gibi görünüyor. Örneğin, bir İsrail uzay aracı 2019'da Ay'a çarptığında, muhtemelen hala hayatta olabilecek susuz kalmış su ayılarını yüzeye attı.
Daha da endişe verici olan, aşırı direnç belirtileri gösteren bakteri soyları, çalışanların uzay aracını bir araya getirdiği NASA "temiz odalarında" da izole edilmiştir. Bu tehlikeli mikroplar uzaya otostopla giderse, mikro yerçekiminde daha da öldürücü hale gelme şansları var. Bunun olmasını durdurmak, gittikleri yerlere ulaştıktan sonra mutasyona uğrayan organizmalarla mücadele etmeye çalışmaktan çok daha kolaydır. Ancak o zaman bile, bazı uzmanlar, Dünya'daki mikropları Dünya'da tutmanın neredeyse imkansız olabileceğini düşünüyor. İnsanların gittiği her yere, organizmalar da kaçınılmaz olarak yanlarında götürüldü. İstila bilim adamlarının uyardığı uzay, yalnızca biyogüvenlik riskinin bir sonraki sınırı.
Çalışma BioScience'da yayınlandı.
Kaynak:
0 yorum