Tibet Platosu'nda bir mikrop olarak yaşamak kolay değil. Dondurucu soğuklar, yüksek düzeyde güneş radyasyonu ve besin sorunu karşılaşacağız sorunlardan sadece birkaçı.
Dolayısıyla, bu 'aşırı çevre koşullarında' bilim insanlarının 968 çeşit yeni mikrop türü keşfetmesi biraz şaşırtıcı. Bulgu, buzul ekosisteminin ilk özel genom kataloğu sayesinden bizlere ulaştı.
Ekip, yeni çalışmalarında "Buzulların yüzeyleri, bakteri, alg, arke, mantar ve diğer mikroökaryotlar dahil olmak üzere çok çeşitli yaşamı destekler. Mikroorganizmalar bu aşırı koşullara uyum sağlama ve hayati ekolojik süreçlere katkıda bulunma yeteneğini göstermiştir" diye yazıyor. "Buzullar, geçmişten gelen mikroorganizmaların bir kaydı olarak da işlev görebilir. Bu nedenle, buzul mikrobiyomu aynı zamanda gezegenimizdeki mikrobiyal yaşamın paha biçilmez bir kronolojisini oluşturur."
Araştırmacılar, belirli bir buzul grubuna, Tibet Platosu'na odaklandılar. Bu 2,5 milyon kilometrekarelik bölge, Asya'daki çevre bölgeler için önemli bir su kaynağıdır ve buzulların yüzde 80'den fazlasının geri çekilmeye başlamasıyla iklim değişikliğinden etkilenmiştir.
Ekip, "Burada, 85 Tibet buzul metagenomu ve 883 ekili izolattan 3,241 genom kataloğunu sunuyoruz." diyor.
Araştırmacılar, 2016 ve 2020 yılları arasında 21 Tibet buzulundan kar, buz ve toz örnekleri alarak devasa bir çaba gösterdiler. Mevcut tüm genetik materyali toplamak için örnekler üzerinde metagenomik yöntemler kullandılar; ayrıca onlar hakkında daha fazla bilgi edinmek ve genomlarının daha yüksek bir bölümünü elde etmek için bazı mikropları bir laboratuarda kültürlediler.
Heyecan verici bir şekilde, genomların yüzde 82'si yeni türlerdi. Türlerin yüzde 11'i yalnızca bir buzulda bulunurken, yüzde 10'u incelenen hemen hemen tüm buzullarda bulunuyordu.
Proje, araştırmacıların 'Tibet Buzulu Genomu ve Geni' (TG2G) kataloğu dediği şey haline geldi ve umarım bu, daha fazla tür bulundukça yeni eklemelerle gelecekte araştırmacılar için daha faydalı olacaktır
Ekip, "Kataloğun buzul mikrobiyom verileri için kapsamlı bir küresel deponun temelini oluşturacağını öngörüyoruz" diyor.
Araştırma Nature Biotechnology'de yayınlandı.
0 yorum