Neden Tıp Fakültesi?

Doktorluk, toplumumuzun en saygın mesleklerinden biridir. Ben tıp okumayı sadece maddi boyutundan dolayı tercih etmedim. Aynı zamanda manevi boyutunu da göz önüne alarak yazdım. Gelecekte toplumumuza yararlı bir insan olmak istedim. Bunu da ilgi duyduğum tıp fakültesini seçerek gerçekleştirebileceğime inandığım için tercihim tıptan yana oldu.Tıp fakültesini seçmemde bir çok neden var. Bu fikri bana aşılayan babamdı aslında. Kendi çok istediği için, benim de çok sevmemi sağladı. Hekimlik, mezun olduktan sonra açıkta kalmayacağımı bildiğim birkaç meslekten biri. Ayrıca, doktorların toplumda saygın insanlar olması ve insanlara yardım etmenin getirdiği manevi haz bu bölümü seçmemi sağladı. Bunun yanında doktorluk, toplum içindeki statüsü, rahat bir gelecek vaad etmesi ve mesleki kariyerde önünün açık olması gibi koşulları bir arada sağlayan nadir mesleklerden.

Şimdi eğitim kısmını ele alalım. Bildiğiniz gibi, tıp fakültesinde eğitim süresi 6 yıldır. İlk üç yıl teorik ve pratik laboratuvar uygulamalarını içeren temel tıp bilimleri işlenir. Bu dönemde tıbbi biyoloji, biyofizik, biyokimya dersleri ile anatomi, fizyoloji, mikrobiyoloji vb. temel tıp dersleri verilir. 4 ve 5.sınıfta klinik bilimler eğitimi, stajlar biçiminde yürütülür. Kadın doğum stajı, pediatri stajı, genel cerrahi stajı gibi stajlar görülür. 6. sınıfta ise  stajyer doktor (İntern Dr) olursunuz. 12 aylık bir süreçten sonra da tıp doktoru ünvanını alırsınız. Genel olarak tıp fakültelerinde entegre eğitim sistemi uygulanır. Entegre eğitim sisteminin başlıca özelliği Dönem I, II ve III derslerinin anabilim dallarına göre değil, konulara göre verilmesidir. Dönemler organ sistemleri zemininde entegre edilmiştir. Bu eğitim sisteminde belirli bir konu, örneğin ‘’solunum sistemi’’ ele alınarak, bu sisteme ait anatomi, histoloji, fizyoloji, biyokimya gibi temel tıp bilimleri veya klinik bilimleri birbirleri ile ilgili ve belirli bir düzen içerisinde verilmektedir. Entegre sistemde konular birlikte verilip sınavlar topluca yapılır. Bu sınavlara komite denir. Sınavlarda baraj altı denilen bir yöntem vardır. Örneğin; öğrenci kalbin fizyolojisine iyi çalışır, öğrenir; anatomisine iyi çalışıp öğrenmez ise anatomi dersinden baraj altı puan alır. Diyelim ki anatomiden 10 soru var 10 soruyu da yapmazsanız o dersten sıfır almazsınız eksi 5 puan alırsınız. Fakültede bu yöntemle tüm derslere çalışılması hedeflenmiştir. Bir diğer eğitim sistemi ise klasik eğitim sistemidir. Klasik eğitim sistemi lisedeki sınav sistemine çok benzerlik gösterir. Klasik eğitim sistemi eskiden tüm tıp fakültelerinde uygulanan şu an ise çok az fakültede sürdürülen eğitim sistemidir. Diğer bölümlerdeki gibi sınavlar vize final şeklinde uygulanır. Bir nevi her dersin notu kendinedir. Bildiğim kadarıyla her dersi ayrı ayrı geçmeniz gerekiyor. Bazı klasik sistemlerde alttan ders alınabiliyor. Bu okuldan okula değişiyor Bazı okullarda ise PDÖ (Probleme Dayalı Öğrenim) sistemi uygulanır.küçük öğrenci gruplarının (Maksimum 10 kişi), “yönlendirici” bir öğretim görevlisi ile hastalık senaryosu üzerinden insan vücudunu her yönden öğrenmesi esastır bu sistemde PDÖ oturumlarında öğrenci, karşısına çıkan hastalık senaryosu üzerinden sorunun nedenleri hakkında hipotezler çıkarır, araştırır, öğrenir ve bilgisini grup arkadaşlarıyla paylaşır. Bu nedenle sistemde araştırmak ve bilgiyi taze tutup aktarabilmek esastır. PDÖ nünkomite sınavına etkisi okuldan okula değişiyor.

Tıp eğitiminin içine girdiğiniz andan itibaren yeni bir yaşam tarzına sahip olacaksınız. Fakülteye başladığınızda hocalarınızın size doktor hanım/bey şeklinde hitap etmesi muhakkak ki sizleri mutlu edecektir; ancak bu hitaba gerçek manada layık olmak için çaba sarf etmeniz gerektiğini aklınızdan bir an dahi çıkarmayın. Tıp fakültesi dışında da göreviniz aynı şekilde devam edecek, bulunduğunuz yerde hiç beklemediğiniz bir anda biri rahatsızlanabilir, bir kaza olabilir ve müdahale etmeniz gerekebilir (tıp bilgileriniz yeterli düzeye ulaşmış ise). Mesleğinizde malzemeniz insan olacaktır ve insanı sadece ‘’biyolojik bir makine’’ olarak göremezsiniz. Duygu ve düşüncelerini yok sayamazsınız. Hasta yanınıza geldiğinde güler yüz gösterebilmeli, onu sabırla ve dikkatle dinlemelisiniz. Eğer bahsettiğim şeyler sizin için yeterince cazip ise gönül rahatlığıyla üniversite tercihinize geçebilirsiniz. Üniversite tercihinizde önemsemeniz gereken en önemli şeylerden biri verilen tıp eğitiminin kalitesidir (Tabi ki eğitim ne kadar kaliteli olursa olsun üzerinize düşeni yapmadığınız sürece hiçbir anlamı olmayacaktır). Bunun için tıp fakültelerinin ders işleyişlerini, müfredatlarını, akademik kadrolarını, TUS başarılarını incelemenizde yarar var. Diğer bir önemli konu; tıp fakültesinin nerede bulunduğudur. Evinize rahatça ulaşım sağlayabileceğiniz ve eğitim kalitesi de standartların üstünde olan yerleri tercih etmeye özen gösterin. Çünkü uzun tıp eğitiminiz süresince yolculuklar sizi yıpratabilir, daha sonra yatay geçiş yapmak yerine şimdiden doğru tercih yapmak yararlı olabilir. Önemli bir diğer nokta ise tıp fakültelerin bulunduğu şehir ile eğitimi arasında doğru orantı olduğu yanılgısına düşmemeniz gerektiğidir. Fakültenin bulunduğu şehir hakkında önyargılı davranmayın. Tercih edeceğiniz üniversitenin tıp fakültesinin kaç kişi aldığına ve bu kadar kişini hepsine aynı şekilde iyi ve rahat eğitim ortamı sunup sunamayacağına dikkat edin; imkânları yeterli bir tıp fakültesinde daha az kişi, daha çok pratik anlamına gelir. Bu kıstasları da göz önünde bulundurarak tercihlerinizi yapmanızı tavsiye ederim ve sizden ricam tıp fakültesine başlarken hissettiğiniz heyecanı ilerleyen dönemlerde kaybetmemenizdir. Yazı umarım faydalı olmuştur.Tercihler hakkında aklınıza takılan sorular olursa [email protected] e- posta adresi üzerinden bana ulaşabilirsiniz. Hepinize başarılar dilerim..