Peki nedir bu nano nedir bu teknoloji? Nanometre bir metrenin milyarda birine eşit olan bir büyüklüktür. Örneğin; şu virgül, neredeyse 500.000 nanometreye tekabül etmektedir. Başka bir deyişle traş olan bir beyfendi dirseğini büküp jileti yüzüne değirene dek sakalı 1 nanometre uzamıştır. Şimdi nanoteknoloji adının nereden geldiğini bildiğimize göre, kendimizi sıkmadan yüzeysel bir incelemede bulunalım. Bu teknoloji nerede ve bu gidişle nereye varabilir, bunu anlatalım.
Başlangıç ve fikrin ortaya çıkışına bakacak olursak Nobel ödüllü fizikçi Richard P. Feynman'ın herkesten önce nanoteknolojiye ilişkin bir düşünceye vardığı söylenebilir. Feynman 29 Aralık 1959'da, California Teknoloji Enstitüsü'nde Amerikan Fizik Derneği'nin toplantısında bir konferans verdi. Bu konuşmada Feynman, "herşeyi küçük bir ölçekte yönlendirme ve denetleme" düşüncesini dile getirdi ve sadece minyatürleştirmeden değil, tüm Ana Britannica'yı bir toplu iğnenin başına yazma gibi uygulamalardan söz ettiğini ekledi. Bunlarla da yetinmeyen Feynman 1/25.000 ölçekte küçültülmüş bir yazıyı elektron mikroskobunda okunur kılabilecek ilk kişiye 1000$ vereceğini de ekledi. Standford'dan Tom Newman adlı öğrenci 1985'te bir elektron ışınını kullanarak, Charles Dickens'in İki Şehrin Hikâyesi romanının ilk sayfasını özgün boyutunun 1/25.000'i ölçeğinde bir topluiğne başına yazdı ve Feynman buna bir mektup içerisindeki çek ile karşılık verdi. Bunlar olurken Feynman dahil hiç kimse nanoteknoloji kelimesini kullanmamıştı. Bu yıllardan sonra Eric Drexler 1986'da "Yaratma Motorları: Nanoteknolojin Yaklaşan Devri" ve "Nanosistemler: Moleküler Mekanizmalar, Üretim ve Hesaplama" isimli kitaplarında istediğimiz maddeyi atom atom dizerek oluşturulan nanorobotların varolabileceğini ispat etmeye çalışmıştır. Bu gelişmeleri izleyen sürecin devamı olarak ABD'nin 2000 yılında nanoteknoloji alanına yatırım yapmaya karar vermesiyle bir çok ülkede araştırma geliştirme safhası hızlanmıştır.
Günümüzde 3. nesil nanoteknoloji araştırma ve üretimi devam ederken, 2020 yılında 4. nesil nanoteknolojik ürünlere geçilmesi öngörülüyor. ABD'de de bulunan Project On Emerging Nanotechnologies adlı kurumun internette yayınladığı listede 800+ nanoteknolojik ürün bulunuyor. Ateşe dayanıklı cam, güneş kremleri, gümüş nanoparçacıklar içeren bandajlar, kendini temizleyen boya bunlara örnek. Ürünler çoğunlukla hazırda var olan malzemeye dayanıklılık, su itme, paslanmazlık gibi özellikler ekliyor. Havacılıktan biyomühendisliğe, çevre-enerjiden mikro cerrahiye kadar geniş bir ar-ge yönetimi olan bu sektör ileride mikroskobik bilgisayarlar ve hatta nano cerrahlar üreterek sadece hasta olan organımızı ameliyat/tedavi edebilecekler. Havadaki zehirli gazları ayrıştırıp; karbonmonoksiti, karbon ve oksijen olarak geri salacak, petrol atıklarını sindirebilecekler. Yani şöyle diyebiliriz çok büyük tesislerin yaptığı ayrıştırma,parçalama gibi işlemleri devasa makinaların ellerinden alıp çok daha hızlı ve çevremizi eski mekanik sistemlerin bıraktığı atıklardan koruyarak gerçekleştirmemiz mümkün olacak. Şunu da eklemek gerek ki insanlar her zaman bir yolunu bularak gelişmeleri kendi kötülüğüne kullanmayı başarmıştır. bilim insanlarının atom fiziği dalında yaptığı çalışmalar sonucu parçalanan uranyum atomunun, sağladığı büyük enerji ile milyonlarca ton fosil yakıt tüketiminin önüne geçeceği planlanıyordu. Planlanan gibi oldu. Fakat 1945 senesine gelince aynı gelişim bomba olarak uyarlandığında insanlığın en büyük utançlarından birine dönüştü. Karbon atomu tüm canlıların temel taşını oluşturmaktadır ve nanoteknolojinin hedeflerinden birisi de bahsettiğimiz gibi zehirli karbonmonoksit gazını ayrıştırabilen aygıtlar üretmektir. Bu bilgilerin ışığında çevresel temizlik için üretilen bu aygıtlar farklı amaçlar güden birey ya da kurumlarca tüm canlılara karşı ölümcül bir silaha dönüştürülebilir. Teknolojik gelişmeler daima türlü senaryoların üretilmesine sebep olmuştur ancak nanoteknolojinin gelecekte büyük bir yeri ve önemi olduğu bilim dünyasında kabul görmüş ortak bir fikirdir.
0 yorum