Ünlü Fransız yazar Jules Verne'in Denizler Altında 20 Bin Fersah kitabının kahramanı Kaptan Nemo'dan almış adını. Nemo Latince "hiç kimse" anlamına gelir. Kimsenin uğrak yeri olmayan bir nokta için uygun bir isimdir. Nemo Noktası kendisine en yakın üç adanın kıyısına 2688 km uzaktadır: Kuzeyde Ducie Adası, kuzeydoğuda Easter Adaları'ndan Motu Nui ve güneyde Antarktika yakınlarındaki Maher Adası.
Nemo Noktası resmi olarak 1992'de Hırvat kökenli Kanadalı harita mühendisi Hrvoje Lukatela tarafından tespit edildi. Lukatela bunu karadan yaptığı özel bilgisayar ölçümleriyle buldu. Daha iyi ölçüm yapılması ya da kıyı erozyonu nedeniyle bu noktanın birkaç metre kaydırılabileceğini söylüyor. Nemo Noktası karadan öyle uzaktır ki oraya en yakın insan genellikle astronotlardır.
Okyanus dibinde 'mezarlık'
Uzay kurumları bu noktayı "Güney Pasifik Issız Bölgesi" adıyla anıyor. İnsana ve gemilere pek rastlanmadığı için özellikle Rus, Avrupa ve Japon uzay ajansları burayı uzun zamandır malzeme çöplüğü olarak kullanıyor. Eski uydulardan, kargo gemilerine ve MIR uzay istasyonuna kadar birçok araç parçalanmış halde okyanusun dibindeki bu "uzay araçları mezarlığında" tutuluyor.
Avustralya'daki Flinders Üniversitesi'nden uzay arkeoloğu Alice Gorman uzay araçlarının, atmosfere girerken oluşan ısıdan sağlam çıkmadığını, sadece yakıt tankı gibi parçaların yanmadan okyanusun dibini boyladığını söylüyor. Örneğin 143 tonluk Mir uzay istasyonunun bazı parçaları okyanusun dibine çökerken bazıları da Fiji kıyılarına vurmuş bulunuyor.
"Yakıt sızması olmaması halinde bu parçalar sudaki canlıların yaşamı açısından tehlike oluşturmuyor" diyor Gorman.
Issızlıkta yaşam
Nemo Noktası'nda ne tür canlıların yaşadığı konusunda çeşitli söylentiler var. Büyük buz dağlarının çatlarken çıkardığı sesler önce canlılar tarafından çıkarılıyor sanılmış, sonra asıl neden anlaşılmıştı. Bazı okyanus bilimciler Nemo Noktasında çok fazla canlının olduğunu düşünmüyor. Çünkü burası aynı zamanda Güney Pasifik Girdabı adıyla bilinen güçlü akıntıların ortasında yer alıyor. Nemo Noktasında okyanustaki yüzey ısısı 5,8 derecedir. Dönerek hareket eden akıntı, serin ve besin bakımından zengin suları bloke eder.
Karadan çok uzak olduğu için buradan esen rüzgârlar organik madde taşımıyor. Yani fazla besin kaynağı olmadığından okyanus tabanı da fazla yaşam barındırmıyor. Ama bazı özel canlı türleri de yok değil. Pasifik ve Nazca tektonik plakaları yavaş yavaş birbirinden uzaklaşırken aradaki boşluktan lav sızması sonucu sıcak su bacaları ve mineral birikimi oluşuyor. Bu bakteriler için uygun bir ortam yaratıyor ve daha büyük canlılar onlarla besleniyor. Bunlardan biri 2005'te bulunan tüylü 'yeti yengeci'dir.
Bu derin sularda keşfedilmeyi bekleyen çok şey var; ama Nemo Noktasının uzaklığı yüzünden araştırmalar daha pahalı ve zor oluyor. Canlıların azlığı, okyanus sularında parçacıkların olmaması nedeniyle sakin günlerde, Güney Pasifik Girdabının yüzeyi eflatuna çalan mavi bir renk alır. En azından, çöplerden arınmış olsa bu rengi alması gerekir.
Fakat akıntıların kıyılardan taşıdığı plastik çöp girdapta parçalanır. Biyologlar bu plastik parçacıklarının bölgedeki ekolojik dengeyi sarsabileceği uyarısında bulunuyor. Öyle görünüyor ki dünyada karaya en uzak noktada bile insan yapımı atık maddelerden kaçmak mümkün olmuyor.
0 yorum