JWST, Galaksiler Arasında Yayılan İnanılmaz Derecede Zayıf "Hayalet" Işığı Belirledi
Küme içi ışık, Dünya’daki en karanlık gökyüzünün parlaklığının %1'inden daha azdır, ancak JWST onu görmemize yardımcı olabilir.

JWST, bu kozmik adalar bir küme içinde etkileşirken galaksilerinden çekilen yıldızların ürettiği çok zayıf emisyon olan küme içi ışığı (ICL) gördü. Bu ışığı görmenin, yalnızca galaksilerin ve galaksi kümelerinin evrimini anlamak için değil, aynı zamanda kozmosa dair tüm anlayışımızda çok önemli olan bir gizem için de büyük sonuçları var.

JWST'nin SMACS-J0723.3-7327'nin derin alan görüntüsü, uzay gözlemevinden yayınlanan ilk bilim gözlemiydi. Keskinliği inanılmaz ve Hubble ile görebildiğimizin iki katı kadar derin. JWST'nin evreni kızılötesi ışıkta gördüğü göz önüne alındığında, gözlemler çok daha uzaktaki galaksilerin incelenmesine imkan verir.

Evren genişledikçe, uzak galaksilerin ışığı “gerilir” ve örneğin size yaklaşırken veya uzaklaşırken perdenin değiştiği geçen bir ambulanstan duyabileceğimiz doppler kaymasına benzer bir olayda daha kırmızı dalga boylarına doğru itilir.

Instituto de Astrofísica de Canarias'tan makalenin ilk yazarı Mireia Montes, bir açıklamada, "Bu çalışmada, JWST'nin çok sönük bir cismi gözlemlemedeki büyük potansiyelini gösteriyoruz." dedi. "Bu, çok daha uzaktaki galaksi kümelerini ve çok daha ayrıntılı olarak incelememize izin verecek."

Image of the JWST’s First Deep Field. Image credit: NASA, ESA, CSA, STScI

SMACS-J0723.3-7327 kümesinin küme içi ışığını incelemeyi mümkün kılan JWST'nin İlk Derin Alanının görüntüsü.

 

JWST harika olsa da, bu ışık hala son derece zayıf ve kümedeki galaksiler son derece parlak, dolayısıyla görev yalnızca gözlemlerle gerçekleştirilmiyor. Aynı zamanda, emisyonların görüntüdeki daha parlak kaynaklardan izole edilebileceği bir şekilde gözlemleri analiz edecek teknikler de gerektiriyor. Elde edilen veriler, galaksi kümesinin nasıl geliştiğinin bir resim çiziyor.

Montes, "Bu dağınık ışığı analiz ederek, kümenin iç kısımlarının büyük galaksilerin birleşmesiyle oluştuğunu, dış kısımlarınsa Samanyolu'muza benzer galaksilerin birikmesinden kaynaklandığını bulduk." diye açıkladı.

Ancak galaksi evrimi buradaki tek önemli faktör değil. Evreni en iyi şekilde anlamamız, karanlık madde olarak bilinen ve yalnızca kütleçekimsel olarak etkileşime giren görünmez (ve hala varsayımsal) bir maddenin varlığını gerektirir, bu nedenle kümelenmez ve galaksilerin etrafında uzanır. Binlerce değilse bile yüzlerce galaksi içeren bir galaksi kümesinde, karanlık madde tüm küme boyunca ve çevresinde yayılır ve ICL onu izlemenin bir yoludur.

Makalenin ikinci yazarı Ignacio Trujillo, "JWST, bu devasa yapılardaki karanlık maddenin dağılımını benzeri görülmemiş bir hassasiyetle karakterize etmemize ve temel doğasına ışık tutmamıza imkan verecek." diye sonlandırıyor.

Makale The Astrophysical Journal Letters'da yayınlandı.

Bu içerik IFLSCIENCE’da yayınlanmıştır.

Fizikist
Türkiye'nin Popüler Bilim Sitesi

0 yorum