Aynı örnek insanlara uygulandığında mutlaka birilerinin yardımlarına ihtiyaç duyacak olan insanlardan daha üstün kılan özellikleri nelerdir?
Bilimsel adı Columba livia olan güvercinler, yüzyıllar boyunca güçlü yön bulma yetenekleri sayesinde insanlara hizmet etmişlerdir. [2] Uzun yıllar süren çalışmalar sonucunda güvercinlerin evlerini nasıl bulabildiklerinin cevabı olarak öne sürülen sonuç: manyetik alanları algılama yeteneklerinin olmasıdır.
Üstelik güvercinleri her seferinde şaşmaz bir doğrulukla yuvalarına ulaştıran manyetik algılama sisteminin, bu kuşun birkaç cm boyutundaki gagasında saklı bulunduğu keşfedilmiştir. [1]
Gagasındaki Manyetik Konumlandırma Sistemi
Güvercinin gagası, Almanya Hamburg’da bulunan HASYLAB senkrotron (elektronları ışık hızına yakın bir hıza çıkan özel bir parçacık hızlandırıcı) laboratuvarlarında bilim adamları tarafından oldukça ayrıntılı bir biçimde incelenmiş, yapılan araştırmalarda şu sonuçlar elde edilmiştir: [2]
Güvercinlerin üst gagasını kaplayan derinin duyu sinir hücresine giden ince liflerinde (dendritlerinde) demir içeren maghemit ve manyetit parçacıklara sahip olduğu bulunmuştur.
Dendritler üç boyutlu ve oldukça kompleks bir yapıya sahiptirler. Dünya’nın dış manyetik alanına çok duyarlı olan, özel yaratılmış bu alıcılar, manyetik alandameydana gelen değişikliği üç bileşeni ile ayrı ayrı analiz derek elde ettiği verilere göre yönlendirme yapar.
Bu biçimde Dünya’nın manyetik alanıyla etkileşim sağlayan manyetitli hücreler algıladığı verileri sinirlere iletir, sinirler ise bunları elektrik sinyallerine çevirerek beyne yorumlaması için gönderir. [1]
İşte, güvercinin yapısındaki tüm sistemlerin birbiri ile, mükemmel bir uyum içinde çalışması sayesinde kuş binlerce kilometre uzaklıktaki evinin konumunu şaşmaz bir hesapla tayin edebilir. İnsanların, güvercinin ilk yaratıldığı günden beri sahip olduğu bu sistemin benzerini yapabilmeleri ise çok uzun süren araştırmalar sonucunda mümkün olmuş ve üç eksenli manyetometreler (Manyetik momentleri ve manyetik alanların momentlerini ölçmeye, karşılaştırmaya yarayan aygıt) yapılabilmiştir. Aynı zamanda gaga içerisinde inorganik bir yapı keşfedilmiştir: Bu, uzun bir sinir lifinin sonlandığı yerde bulunan nano kristal yapıdaki demir-fosfat tabakadır.
Sinir liflerinin ucunda bulunan bu demir-fosfat tabakaların anatomik özellikleri incelendiğinde, kuşların Dünya’ nın manyetik şiddetinde meydana gelen en küçük değişiklikleri bile hissetmelerini sağladıkları anlaşılmıştır. Bu işlev o kadar hassastır ki sinir uçlarının anatomik özellikleri Dünya’nın manyetik alanındaki en küçük şiddetteki değişiklikleri dahi ortaya çıkarabilecek niteliktedir. [2]
Güvercin Gagaları Teknolojiye İlham Kaynağı Oluyor
Bilim ve teknolojinin gelişimi doğa ve canlıları ilham alarak ilerlemeye devam ediyor. Bilim adamları güvercinin gagasındaki muhteşem sistemin benzerinin teknoloji alanındaki kullanımının büyük kolaylıklara yol açacağını vurguluyorlar.
Eğer güvercinlerin gagalarındaki manyetik algılama sisteminin bir benzeri yapılabilirse:
Doktorlar ilaçları vücutta sadece hedeflenen noktaya ulaştırabilecekler.
Yeni bilgi depolama cihazlarına destek verilebilecek.
Uçaklarda ve uzay mekiklerinde bulunan manyetometrelerin boyutları küçültülebilecek.
Ancak bunlar şu anda sadece hayal edilebilecek düzeydeki teknolojik imkânlardır.
Çünkü bilim adamları manyetik alıcıları keşfetmiş olsalar da, bu son derece hassas alıcıları nasıl üreteceklerini bilememektedirler.
Kuşların bu parçacıkları milyonlarca yıldan beri var olmasına rağmen, bunların kullanımından fayda elde etmek isteyen bilim adamları için esas problem, bu parçacıkların teknik üretimi olsa gerek.
Kaynaklar
[1] http://www.bbc.com/turkce/haberler/2011/01/110128_pigeon_sniff.shtml
[2] http://www.mailce.com/posta-guvercinleri-nasil-yollarini-bulurlar.html
Not: Yazı içerisinde bilimsel sonuçlar oldukça baskın olduğundan dolayı içeriğin büyük bir kısmı dolaylı alıntı dahilinde yazılmıştır.
Görsel Kaynaklar
Görsel 1: http://postaguvercinim.net/
0 yorum