Bir Meteorun Ne Kadar Ölümcül Olduğunu Belirleyen  Şey Boyutu Değildir
Bir Meteorun Ne Kadar Ölümcül Olduğunu Belirleyen Şey Boyutu Değildir

Kuşkusuz, göktaşlarına teşekkür etmemiz gerekiyor. Dinozorları yok etmek de dahil olmak üzere birçok kitlesel yok oluş olayını başlatmamış olsalardı, muhtemelen bugün burada olmazdık.

Ancak neden olabilecekleri büyük kıyımın büyüklüğü hala birçoğumuza bir şey ifade etmiyor.

Liverpool Üniversitesi'nden sedimantolog Chris Stevenson, "Onlarca yıldır bilim adamları, neden bazı göktaşlarının kitlesel yok oluşlara neden olduğunu ve bazılarının, gerçekten büyük olanların neden bunu yapmadığını merak ettiler" diyor.

Bu tür kitlesel yok oluşlar, genellikle, büyük boyutlarda çökmüş zeminin güneş ışığını, aç bitkileri ve algleri boğduğu ve gezegeni soğuğa sürüklediği kışlarla tanımlanır. Gökyüzüne daha büyük miktarlarda toz ve kum çıkarma, atmosferi etkileme kapasitesine sahip göktaşlarının daha büyük olanlar olduğu düşünülür.

Ancak Dünya'nın jeolojik kayıtlarında gözlemlenen bu değil.

Stevenson, "Verileri bir araya getirdiğimiz zaman şaşırtıcı sonuçlar görüyoruz. Yaklaşık 48 kilometrelik çaptaki bir krater çarpışmasında yaşam normal şekilde devam etti, oysa yok oluş, yarısı büyüklüğündeki bir kütlenin çarpması ile ilişkilendiriliyor” diye açıklıyor.

Çarpışmadan sonra, sert kışlar genellikle sadece birkaç yıl sürer, ancak hafif yukarı uçuşan toz 100.000 yıla kadar sürebilir.

İspanya'nın Teknolojik ve Yenilenebilir Enerji Enstitüsü'nden jeokimyacı Matthew Pankhurst ve meslektaşları, 600 milyon yıl boyunca 44 meteor çarpmasından çıkan bu tozu analiz ettiler.

Stevenson, "Göktaşı nedeniyle gökyüzüne uçan tozların mineral içeriğini değerlendirmek için bu yeni yöntemi kullanarak, büyük ya da küçük bir göktaşının potasyum feldispat açısından zengin kayalara çarptığı her seferinde bunun bir kitlesel yok oluş olayıyla ilişkili olduğunu gösteriyoruz" diyor.

Bu 600 milyon yıl boyunca tüm çarpma durumlarında tutarlığını koruyor.

Feldspatlar, magmadan kristalize olan ve yerkabuğunun yaklaşık yüzde 60'ını oluşturan alüminyum-silikat kayaçlardır. Potasyum feldspat birçok toprakta yaygın olarak bulunur ve bu meteor çarpmaları sırasında atmosferimize giren diğer maddelerin aksine, güvenli ve reaktif olmayan bir kimyasaldır.

Bununla birlikte, potasyum feldispat güçlü bir buz çekirdekli aerosoldür, yani bulut bileşimini büyük ölçüde değiştirebilir.

Bu nedenle ekip, Dünya'nın zeminini atmosfere püskürtmenin ani etkilerinin azalmasıyla, havada kalan maddelerin kimyasının devreye girmeye başladığını öne sürdü. Normal kil tozuysa, iklim sistemi yeniden dengelenecek, ancak potasyum feldispat ise, Dünya'nın bulut dinamikleri bozulmaya başlayacaktır.

Havadaki daha fazla buz çekirdekli mineral, genellikle gökyüzünün daha düşük, daha sıcak bölgelerinde bulunan yoğun su damlacıklarının aksine, bulutların daha yüksek oranda buz kristalleri içereceği ve bu bulutları daha şeffaf hale getireceği anlamına gelir. Bu durum, yağmur bulutlarının genellikle sahip olduğu yansıtıcı etkiyi azaltır ve gezegeni ısıtmak için daha fazla ışığın geçmesine izin verir.

Zayıflamış albedo, bulut soğutma geri bildirim mekanizmalarını da bastırarak iklim hassasiyetini artırır. Bu da tüm iklim sistemini diğer sorunlara karşı daha savunmasız hale getirir.

Aynı şekilde, dünyanın en büyük volkanik olaylarından bazıları kitlesel yok oluşlarla ilişkili değildir, ancak kitlesel yok oluşlarla ilgili olanlar hep potasyum feldispatla bağlantılı olmuştur.

Tüm araştırmacılar ve konunun uzmanları bir noktada tamamen ortak görüş sunuyorlar. Tüm şiddetli yok olma olaylarının hepsinde atmosferik değişiklik en önemli rolü oynamıştır.

Bu araştırma Journal of the Geological Society'de yayınlandı.

Fizikist
Türkiye'nin Popüler Bilim Sitesi

0 yorum