Lucy Filminin Konusu: Tayvanın başkenti Taipeinin suça batmış yeraltı dünyası sokak çeteleri, mafya ve işbirlikçi polisler tarafından yönetilirken en aktif ticaret uyuşturucu ağı üzerinden yürütülür. Lucy, bu tehlikeli uyuşturucu şebekesinde, belalı bir çete için kurye olarak çalışmak zorunda kalan genç bir kadındır. Bir gün bir teslimat öncesinde taşıması için vücudunun içine yerleştirilen uyuşturucu, beklenmedik bir şekilde Lucynin vücuduna nüfuz edip kanına karışmaya başlayınca mucizevi bir durumla yüzleşir. Lucyin damarlarında dolaşan kimyasallar, ona insanüstü yetenekler kazandırmıştır! Artık akıl okuma, telekinezi ve acıyı hissetmeme gibi güçlere sahip olan genç kadın acımasız bir savaşçıya dönüşecektir.
Ünlü Fransız sinemac yapımcısı Luc Bessonun senaryosunu yazıp yönetmenliğini yaptığı filmin başrolünde Scarlett Johansson bulunuyor. Luc Bessonın daha önceki filmlerinden Fifth Element ve Taxiyi düşünürsek oldukça aksiyon dolu ve eğlenceli bir film olacağa benziyor.
Beynimizin % 10 unu kullanmakla kastedilen nedir? Peki % 10 sayısı nerden geliyor?
Bunun anlamı beynimizin %90ı kaldırıldığında halen çalışmaya devam edebilir mi? Normalde ortalama insan beyni 1400 gramdır , % 10 demek sadece 140 gram beyin dokusu demek. 140 gram beyin ise koyun beyniyle nerdeyse aynı büyüklükte. Fakat % 90 değil, çok daha küçük bir kısım bile hasar görme inme gelebiliyor. Parkinson hastalığı gibi hastalıklarda , beyninden %90 ından çok daha az ve spesifik bir bölüm etkilenerek hasara neden oluyor. Belki de insan beyninin % 10unun kullanılmasından kasıt her 10 beyin hücresinden sadece birinin özelliklesahip olması olabilir mi? Peki böyle bir ölçüm nasıl yapılabilir?
Aslında ateşlenmeyen nöronların bile diğer nöronlardan sinyal alma potansiyeli vardır. Yapılan çalışmalar beynimizin uyurken bile, aktif olduğunu gösteriyor. Çalışmalarda beyindeki nöronlar sürekli ateşlenmese de , nörologlar tarafından çekilen beyin görüntüleri beynin 24 saat boyunca kaslar gibi pek çok kısmı kontrol etmek için sürekli aktif olduğunu gösteriyor. Uykuda bile frontal korteks çalışarak, yüksek düzeyde düşünme farkındalık ya da somatosensori bölgeleri uyararak, insanların çevrelerine karşı aktif olmalarına neden oluyor.
Nörologlar beyin fonksiyonlarının nasıl işlediğini halen anlamaya çalışıyorlar. Bu gibi araştırmalarda beyindeki farklı hücrelerin ne gibi bir rol aldığı belirlemeye çalışıyor. Beynimizdeki hücrelerin % 10′u nöronlar iken % 90′ı glial yani astrositlerden oluşuyor. Bu hücrelerin nöronların birbirine bağlanmasında etkili olduğu belirtiliyor. Son araştırmalar bu hücrelerin fonksiyonlarının çok önemli olabileceğini, hafızanın oluşmasında etken olduğunu düşünüyorlar. Bilim insanları halen bu kompleks makinanın işlevini keşfetmeye çalışıyorlar.
Son olarak beyinde Kullan ya da Kaybet denilen sinir sistemleri kullanılıyor gibi gözüküyor. Bu gelişim sürecinde pek çok yeni sinaps oluşuyor. Bu gelişmede bazı sinapslar gelişim sürecinin sonrasında eleniyor. Bu periyotta sinaptik gelişim ve eleme devam ederek sinir sistemi ağına ince ayar çekiyor. Çoğu araştırma gösterdi ki, nöral sistemin özel bir kısmı elimine olursa nöral sistemde fonksiyon bozuklukları baş göstermeye başlayabilir.
Yapılan araştırmada görme kaybının çarpıcı bir şekilde , gözlerin beyinle iletişimi engellenerek görsel bilgi kaybı yaşandığını gösterdi. Bu bağlamda beynin %90ının kullanılmadığını önermek mantıklı görünüyor. Sonrasında ise pek çok nöral yol dejenere olacaktır. Diğer taraftan, çocukların beyninin daha adaptasyonlu olduğu biliniyor. Hasarlı çocuk beyin dokusu kalan sağlam beyin dokusuyla onarılabiliyor. Buna benzer beynin büyük kısmı alınsa da yaşayan çocuklara dair inanılmaz örnekler var. Ayrıca büyük beyin ameliyatlarında kurtulan yetişkinlerde mevcut. Eğer biri size beyninizin % 10unu kullandığınızı söylerse, ona % 100ünü kullandığımızı söyleyin.
Kaynak: Gerçek Bilim
Bora
Bilgilendirici bir yazı olmuş teşekkürler.Sürekli derler ya insan beyninin %1-2 sini kullanabilir diye ,böyle bir mitin aşılmasına fayda sağladığınız.
Abdullah Ten
İlgi çekici bir konu, teşekkür ederim..