1880’ler itibariyle, “Maxwell’in elektromanyetik alanındaki bir elektromanyetik alanın içinde diğer nesnelere gözlemcinin hızı göreceli olursa yaklaşık sabit hızda ölçülmesi” önemli bir çelişkiydi.Bu nedenle, gözlemcinin hızının elektromanyetik alana göre sürekli azalmasına rağmen, bu hız elektromanyetik alandaki diğer nesnelere göre sabittir.Nesneler arasındaki fiziksel etkileşimde Galile’nun değişmezliğinde herhangi bir bozulma görülmedi.Fizikçiler esirin gözlemcinin kayıp hızını açıklayan elektromanyetik alanda kayarak sürüklenişinden doğan esirin hareketini Mawxell’in elektromanyetik alanının esirin salınımı olarak modellenmesi ile açıkladı.Fizikçilerin Kartezyen koordinatta çizilen diğer bir referans çerçevesi de Hollandalı bilim insanı Hendrik Lorentz tarafından oluşturulan Lorentz dönüşümleriyle yenilenen Galileo dönüşümleriydi.
İki deneyci olarak Michelson ve Morley 1887’de esir sürüklenmesini fark etmekte başarısız oldular.Esirin kısalmasıyla oluşan Lorentz kısaltmalarıyla şekillendirilen esire doğru hareket hipotez olarak kuruldu.Böylece esirdeki hipotezlerde bütün eylemsiz referans çerçeveleri boyunca Galileo’nun değişmezlik ilkesiyle hizalanan Maxwell’in elektromanyetik alanı -Newton’un hareket teorisi değiştirilmeden- korundu.Ayrıca 1905’te, Albert Einstein elektromanyetik alanın değişmezliğini ve esir dahil esirle ilgili bütün hipotezleri göz ardı ederek ele aldığı Galileo’nun değişmezliğini yeniden açıklayarak özel görelilik teorisini yayınladı.