Merhaba, öncelikle. Mükemmel, insan algısıyla ve kurgusuyla sınırlı bir kavramdır. Çünkü insanın mükemmel olmasını istediği nesneden beklentileri o nesnenin mükemmelliğini tanımlar. Örneğin mükemmel bir bilgisayar düşünün. Bu bilgisayar her programı en yüksek verimle çalıştırıyor, aynı anda bir sürü ultra grafikte oyun ve üstüne video rendering programları, photoshoplar, autocad vb. programlar açabiliyorsunuz. Bu bilgisayar mükemmel gibi gözükebilir, ancak bilgisayardan sessiz çalışmasını da beklerseniz? Sessiz de çalışsın, peki bilgisayarın taşınabilirliği bir ölçüt değil midir? Bilgisayar çok kolay taşınabiliyor olsun, ama kasası var. Kasasız ve laptop olsun, ama çok toz tutuyor. Klavyesi çok ses çıkarıyor, veya tuşları zor basılıyor olabilir. Bu noktada mükemmel bilgisayar, insanın bilgisayara atadığı ölçütlere göre şekillenmektedir. İşte bu nedenle subjektif, yani öznel olan mükemmel kavramını evrene atfetmek de mümkün değildir. Kainattaki düzenin mükemmelliği, görecelidir. Eğer bir kişi bu hayatta yaşamaktan memnun değilse, evrenin mükemmel olduğunu iddia etmesi durumunda ya memnuniyetinde ya da diğer söyleminde samimi değildir. "Peki mükemmel yoksa mükemmel kavramı zihnimizde nasıl oluşuyor?" diyebilirsiniz. Peki ben size adım adım açıklayana kadar mükemmel bilgisayarın kıstaslarını ne kadar net belirlemiştiniz? Gördüğümüz gibi, mükemmel kavramı zihinlerimizde içi doldurulmamış bir kavramdır. Yine de bunların doldurulamayacağını söylemiyorum, kişinin bakış açısını değiştirince mükemmellik göremeyeceğini söylemiyorum, veya tanrı-teizm vb. konularda bir yargı belirtmemeyi yeğliyorum. Bunlar sizin görüşünüze kalmış şeylerdir, "mükemmellik" konusundan uzaklaşmamak en iyisi. Saygılarımla.