0
0

Dediğiniz gibi mıknatıslar da akı önemli (ve tüm kapalı sistemlerde olduğu gibi kendi bütünlüğünü korumak için nötr- dengeli pozisyonda kalmaya yöneliyor.) ve kapalı devre yaklaşımıza katılıyorum. İlginç olan bence, bu manyetik alan özelliğinin bütün ile değil, onu oluşturan en küçük birimlerin durumu ile alakalı olması. Bizim büyük bir mıknatısta saptadığımız o güçlü manyetik alan ve kutuplar, akı, aslında her bir birimin oluşturduğu manyetik alan, kutuplar ve akının birleşiminin toplu sonucu.. Bu yüzden bütün, parçacıklara ayrıldığında her bir parça çift kutuplu ayrı bir mıknatıs olarak var oluyor. Aslında manyetik alan çekimi ie kütleçekiminin ortak bir noktası da bu.. :-) Kütle çekimi, kutupsuz veya tek kutuplu (sadece çekme) olarak farklı olsa da.. Bir gezegenin kütle çekim gücü aslında o gezegenin bütününden değil, onu oluşturan en küçük kütleli birimlerinin kütleçekim kuvvetlerinin birleşiminden oluşuyor. Bu bize makro evrende izlediğimiz kozmolojik olayları aslında direk ikro- kuantum düzeyinde ele almamız gerektiğini söylüyor. Diğer bir konu ise hareket. Hareket eden bir nesnedeki momentum da, hareketli objenin kütle bütünlüğünden değil, her bir ünitesinin sahip olduğu durum ve momentumdan kaynaklandığını gösteriyor. Böylece obje bütünlüğünü kaybedip, parçalara ayrılsa bile, her parça diğerlerinden bağımsız olarak ilgili oranlı momentumunu ve hareketini koruyabiliyor. (Hatta bu yüzden, Zaman genişlemesinin de mikro düzeydeki değişimden kaynaklandığını (Zamanın dalgasal yapıda olma şartı ile açıklanabileceğini) iddia ediyorum. Bizler makro sonuçları görüyor ve değerlendiriyoruz.) Hepsinde ortak olan nokta, temel birimler ve onların durumları, bütünü ve diğer sonuçları belirliyor oluşu....

Burtay Mutlu (shibumi_tr) 3 yıl önce 0