Doğru.
Burada mavi ışık dalga boyu en kısa, frekansı en yüksek olan ışık. Daha alt ünitelerle etkileşime giriği içn, kaybı daha az diye düşünüyorum.
Buna karşılık (hissedebildiğimiz-ölçtüğümüz anlamda) ısı taşıyan ışınlar, çok daha büyük genelde atomları-molekülleri titreştirecek dalga boylarında oluyorlar.
Bu açıdan bakınca, giren ve çıkan (karışık) ışığın enerjileri hepsinde aynı olmuyor. Dalga boyları olarak, bir kısmı soğuruluyor.
Ama tek mavi dalga boyu olarak ele alırsak, giren ile çıkanın, frekansı ve dalga boyu aynı olmalı ki gene mavi çıkıyor.
Diğer yandan denizde, en son mavi ışığın o da 400 metre de kaybolduğunu, bundan sonra ise mor ötesi olanların daha derine ulaşabildiğini düşünürsek,
Giren ışık dalgasının tam bütünlüğünü (momentumunu) koruyamadığını ve bir kısmını, saçılarak etrafa yayıldığını düşünüyorum.
Dalga boyu ne kadar küçük ise, ortamda aktarılma imkanı o kadar artıyor gibi gözüküyor.