Beynin çalışma sistemi henüz tam olarak keşfedilmiş değil.
Ancak problem çözme esnasındaki gözlenen nöron aktivitelerine ve düşünce oluşum aşamalrına bakılırsa, günümüzdeki tasarlanan kuantum işlemci mantığına benzer bir çalışma mantığı var gibi...
Yani hem yatay, hem de dikey çalışıyor. Burada "dikey"; neden-sonuç ilişkisine göre bildiğimiz mantık devreleri gibi çalışmayı kast ediyor.
Yatay ise, bu dikey süreçler sonucu elde edilen verilerin olasılık dağılımına göre gruplanmasını kast ediyor.
Zaten kararlarımızı genelde, en yüksek olasılık etrafındaki alan içinde veriyoruz.
Karar aralığı belirlendikten sonra ise dikeyler içinde en basit ve hata içermeyen üzerinde odaklanıyoruz.
Ancak bilgilerin nasıl depolandığı, nasıl çağrıldığı, aralarında ortak noktalar üzerinden bağlantılandırdığı henüz net değil.
Her nöron bir açma-kapama anahtarı gibi davranıyor. Ancak bilgdiğimiz anahtarlardan farklı olarak, evet-hayır gibi ikili sisteme dayalı anahtar yerine , akson ve dentrit sayısına göre (bazen bu rakam 100'e çıkabiliyor) diğer nöronlarla farklı oranlarda devreleri tamalıyor. Yani her bir nöron sisteme farklı bir olasılık değeri ile cevap veriyor.
Sonuçta bir kararı, bir sistemin dengeye kavuşması ile aynı kurallara tabii olduğunu söyleyebilirim.
Her verinin farklı bir olasılık ağırlığı var ve bunlar arasında ilişkilere dayalı olarak toplamda dengeye kavuşuluyor.
(Daha önce paylaştığım sistemler ve sudoku fonksiyonu konusu buna benzer. Burada sudoku çözümü, bize verilen kararı temsil ediyor. Her bir 9'lu grup, bir nöron hücresine denk gelirken, her bir hücredeki bilgi-sayı da tekil bilginin olasılık değerini ifade ediyor. Her dokuzlu gruptaki farklı dizilimde, temel bilgilerin değerlendirilmesiyle elde edilen ara sonucu temsil ediyor.
https://yenievrenebirbakis.blogspot.com/2018/06/sistemler-nasl-olusuyor.html)