Enerjinin aktarılması ile saklanması aynı mekanizma altında olmalı. Çünkü, ivme için sisteme verilen enerji, başka bir objeye gene aynı yolla hemen aktarılıyor. Ama aynı şekilde bu enerji, her an aktarılmaya hazır bir şekilde saliselerden, milyonlarca yıla kadar sistemde kalabiliyor.
Bu bedenle, ivme için verilen enerjinin, sistem içinde nerede ve nasıl saklandığı-depolandığı önem kazanıyor.
Enerji yoktan var olmaz, vardan yok olmaz. Zaten ivme için sisteme aktarılan enerjiyi momentum olarak tanımlıyoruz. (Kastettiğim sistem kavramına kütle, elektromanyetik alan, ışık ve foton kavramlarının her biri giriyor).
Her parçacığın ve onu oluşturan alt parçacıkların (atom altı) ve onları da oluşturan daha alt-temel parçacıkların (kuarklar düzeyi) titreşim yaptığını biliyoruz.
Eğer bu küçülme zincirini sürdürsek, en sona sanırım kuanta- enerji paketçiği kalır ki...
Bence onunda bir titreşimi var.
Zaten uzay boşluğunda tek başına gezinen kuantalara da foton diyoruz. Onların da iki boyutlu bir titreşim örüntüsüne sahip olduklarını biliyoruz.
(Kütleyi oluşturan temel enerji paketçiklerini kuanta, ışık içindeki enerji paketçiklerini foton tanmı ile işlevlerine göre birbirlerinden ayırıyoruz ama aslında özdeşler.)
Kuanta'nın titreşim örüntüsüne sahip olduğunu düşünüyorum. Fotondan farkı olarak, kuantanın titreşimi 1 veya 3 boyutlu da olabilir.
Titreşim aynı zamanda bir dalga hareketidir. Dalgaların taşıdığı enerji miktarını belirleyen iki şey var. Frekansı ve dalga boyu. Eğer bir dalganın "belli bir zaman aralığında" uyguladığı kuvvetin enerji miktarını bulmak isteseydik, frekans değeri bizim için değerli olabilirdi.
Ama burada kuanta üzerinden konuyu ele aldığımız için, sadece 1 Planck Zamanı süren tek bir periyotluk (frekansı doğal olarak 1) bir dalga hareketi üzerinden konuyu ele alacağız.
Dalga sıralarının değil de, tek bir dalga sırasının enerjisi öne çıkınca bu sefer dalganın enerji içeriğini belirleyen iki şey kalıyor. Bir tanesi dalga boyu, diğeri ise dalganın genliği oluyor. Kitapta genliği sabit bir alan olarak ele olarak aldım. Çünkü enerji yoktan var edilemez ya da yok edilemez.
Ancak enerji eklendiğinde bu alanın büyümesi gerekiyordu. Oysa, daha önce Sicimlerle ilgili olan ifadem de, sicim teorisinin burada hata yaptığını, bir sisteme enerji eklendiğinde var olan sicimin büyümediğini, kaynaşmadıklarını, her bir enerji paketçiğinin varlığını koruyarak, birleştiklerini ve bir yapı oluşturduklarını yazmıştım.
Aynı kuralın burada da geçerli olması için, sistemde var olan enerji paketçikleri ile aktarılan enerji paketçiklerinden oluşan bu yeni sistemde daha büyük bir alan elde etmek gerekiyor. Bunu da dalgaların girişim özelliği sağlıyor.
Bir sisteme enerji eklendiğinde, eklenen enerji paketçikleri, sistemde var olan enerji paketçiklerinin titreşimi ile girişim yapıp daha büyük genlik alanları oluşturuyorlar.
Momentum olarak aktarılan enerji de, sistemde zaten doğal halde var olan enerji ile bu titreşim alanında toplanmış oluyor.
Sistem harekete karşı bir engel ile durduğunda, yavaşladığında mesela çarpma veya sürtünme gibi, sisteme ödünç olarak yüklenmiş enerji, dalga olarak yeni ortamda yayılıyor.
Etki (veya 1 Planck Zamanı süresinde gerçekleşen ivmelenme) bir sisteme girdiğinde, önce bir dalga paketi olarak tüm sistemi hareketin verildiği doğrultuda tarıyor. İlk amacı bu ortamda kalmak değil, bulabildiği ortamla yoluna devam etmek ister gibi... Ancak sistemin fiziksel varlığını bitimi ile, o bölge de toplanıp, geriye yansıma yapıyor.
Tabi bu sistem için ileri geri gidişleri, etkinin titreşimi frekans ve dalga boyu olarak, sistemin temel birimleri ile faz uyumuna kadar sürüyor. (Eğer bu faz uyumu gerçekleşmez ise zaten sistem dağılıyor.)
İşte eylemsizlikte, bu ileri geri uyumlaşma sürecinde sistem içi titreşimlerin (aslında titreşim genliklerinin) uyumsuz, farklı olmasından kaynaklanıyor.
Sonuç olarak; momentum sisteme eklenen ödünç enerjidir.
Burada ilginç olan şey şu, en başta momentum hız ile ilgili yazmıştık.
Yukarıda tüm yazdıklarımın sonucu olarak, özdeş iki cisimden titreşim genliği daha yüksek (enerji değeri doğal olarak) olanın, evrendeki doğal hızının da daha yüksek olduğunu yazabilirim.