Frederik Pohl'un Hiçi (Hecche) serisinde (ülkemizde üçleme olarak çıktı ama toplamda 7 kitap) insanoğlu güneş sistemine yayılıyor. Madencilik için astroid kuşağına gittiklerinde, insandan binlerce yıl önce bu sistemin başka bir uygarlığa ev sahipliği yaptığını ve bunların bir gün aniden gittiklerini farkediyorlar. Geride bıraktıkları eşyalar üzerinden Altına hücum gibi, teknolojiye hücum dönemi başlıyor.
Seri bu maceraperestlerden birinin etrafında geçiyor.
Sonradan Hiçilerin bir karadelik içine olay ufkunun hemen üzerine yerleştiklerini buluyorlar. Çünkü hiçilerde kendilerinden daha eski ve gelişmiş bir uygarlık bulunca korkuya kapılıp, onlar gibi karadelikler içine saklanmışlar.
Evrenimizde galaksi sayısı kadar belki daha fazla karadelik olduğuna kuvvetle inanıyorum. Çünkü Karadelikler maddenin tekrar özüne, doğal haline, tekilleşmiş özdeş durumuna geri dönüş araçları.
Her galaksinin de kendi merkezinde, kütle çekim kuvvetlerini destekleyecek bir denge noktasına ihtiyaç duyuyor gibi. Yani karadelikler olmasa, galaksiler olmaz ya da hızla dağılırdı sanırım.
Bildiğimiz tüm evrenin bile olay ufkunun üstündeki bölükde bir karadeliğin içi olma ihtimali var. Ama şimdilikbu konuda kanıt yok. Eğer bir gün başka bir yerlerde fizik kurallarının ve sabitlerinin farklı olduğunu tespit edersek, o zaman ele alınmalı.
Big-Bang kuramı aslında bir tek şeyi gösteriyor. Evrenimizin bir zamanlar bir noktadan başladığını.
Geri kalan varsayımlar, sahip olduğumuz fizik kanunları ile ulaşılan varsayımlar.
Ancak kanımca, evrenin tüm içeriği henüz enerji iken, çok fazla fizik kanunu da olamaz. Örneğin radyoaktif bozunma yasaları geçersiz olmalı. Çünkü ortalıkta radyoaktif madde bile yok iken, bunun yasasları nalıl olsun?
İlk kütleli parçacıklar ile kütle için temel yasalar ortaya çıkmış olmalı.
Ama kütle oluşumu öncesi var olan ve enerji için geçerli temel kurallar, sonraki yasalara temel olmuş olmalı.
Bu yüzden termodinamik yasalar ilk kurallardan türemiştir diye düşünüyorum.
İkinci derece olanlarda, kütlesiz enerji alanının birleşip, yoğunlaşmasını ve kütle kazanmasını sağlayan yasalar olmalı.
Yani etki-tepki mekanizması ve momentum kuralları... Bunlarla enerji alanları momentuma sahip olup, ardından biraz daha özel koşulların eklenmesiyle kütle oluşmuş olmalı...
İşin metafizik açıklama kısmına bakarsak, aslında değişken sorunuzun cevabını tek cümle betimliyor, "O'ndan geldik, O'na döneceğiz."