@mzgnccn, benim bakışım neredeyse tamamen determinist, yani olasılığa dayanmayan kesin hesaplanabilir değerlere dayalı bir evren olduğunu düşünüyorum.
Bakış açısı olarak ise, yaklaşımım makbul, bir çok kişi için geçerli değil.
Sadece fikir bazında olmak üzere;
Bence evrenimizin dokusu, süper akışkan özellikleri gösteren düşük yoğunluklu enerjiden (arka plan ışıması) oluşuyor. Evrendeki bir çok bilinmez, mesela çift yarık deneyi gibi, pilot dalga deneyindeki gibi, farklı geçerli ve hesaplanabilir nedenlere dayanıyor.(Kuantum yerine, Bohm mekaniği...)
Kütle farklı bir olgu. Kütle çekiminin belirlenmesinde, büyüklüğü ile etki eden bir değişken ama esas neden değil. Yoksa, kütlesi olmadığı halde, yoğun enerji alanlarının da, kütleymiş gibi (aslında kütle de yoğunlaşmış enerji ama farklı gibi ele alıyorum bu kısımda) uzayı biçimlendirmesi anlamsız olurdu.
Karanlık enerji, birbirinden uzak gökcisimlerini daha da birbirinden ayırıyor (negatif kütleçekimi de diyorlar) buna karşılık birbirine yakın olanlar ise daha çok yaklaşıyor. (Kütleçekimi)
Bu iki özelliği aynı anda gösteren (bildiğim) tek yaklaşım, akışkan mekaniği...
Eğer bir akışkanın yolu daralırsa; hızı artar, basıncı düşer. (Aynı mantığı hidrolik aksamda-preslerde, şırıga da, vs, kullanıyoruz)
Akışkan açısından, viskozitesi, yoğunluğu, hızı ve içinde aktığı yolun genişliği belirleyici... Bu değerlere göre basıncının değişeceği "kritik bir mesafe" var.
Eğer iki nesne arası bu kritik mesafenin altında ise, akışkanın dış tarafındaki basınç, iç tarafındaki (nesneler arası) basınçtan yüksek oluyor ve nesneleri birbirine itiyor. (Popüler gündemdeki, okyanuslarda yüzen çöp adalarının oluşması gibi)
Tam tersine bu iki nesne arası, kritik mesafenin üstünde bir aralığa sahipse, akışkan bunları birbirinden daha da ayırıyor.
Kütleçekimini de, hatta Casimir etkisini de aynı sebeplere bağlıyorum. İki nesne arasındaki mesafe dar ve aralarındaki basınç düşük.
Ancak dünya'ya düşen meteor gibi bir durumda bir etki daha var. Su dolu bir havuza, büyük bir demir gülle attığınızda, geçtiği yol üzerinde vaya yakınında bulunan daha küçük nesnelerin tepkisi ne olur? Güllenin arkasında oluşan düşük basınç alanına yerleşmek olurdu...Özellikle de basıncın en düşük olduğu merkeze doğru...
Bence evren genişlerken, nesnelerde bu genişleme hareketi ile genişleme yönünde (her yere doğru olarak tanımlanıyor) hareket ediyor. Bunu "serbest düşme" olarak tanımlıyoruz. Bu hareketin ters yönünde (mizah gibi ama başka tabir bulamıyorum) gene her yöne düşük basınç alanına sebep oluyor.
Kütlenin büyüklüğü ile alakalı olduğundan bu düşük basınç alanını, kütle çekim alanı olarak tanımlıyoruz. (3 boyutluda benzer işi hacim yapıyor ama 4 veya üst boyutluda bu görevi sanırım kütle alıyor.)