0

Problem; dini anlayışla fizik çözümlerinin ters düşmelerinde. Ama aslında terslik yok. Yani bence terslik yok. Dini anlayışla fiziki anlayış aslında aynı çizgide buluşabilirler. Hatta zaten öyle olması gerekir. Kilise, bin yıl boyunca fiziğe direndi ama sonunda geri çekilmeye mecbur kaldı. Tanrıyı büyük patlamaya kadar geri çektiler. Çünkü evrenin yapısı gün geçtikçe daha ayrıntılı inceleniyor ve bu yapının dışarıdan bir müdahale olmadan kendisini muhafaza edebildiği ve evrimine devam ettiği anlaşılabiliyor. Çok cahil zümrelerin dışında, akademik ve devlet kurumlarında Tanrı'yı büyük patlama sonrasındaki hiç bir olayda müdahil olarak kabul etmiyorlar artık. Bize gelince bu durum biraz karışık görünüyor. Gelenekler ve teamüller "Yaratıcı" konusunda hiç taviz verilmeden dini söylemlerin referans kabul edilmesi yönündedir. Bu yüzden müfredat devamlı değiştirilmekte ve fizik yasaları dini anlayışa göre dizayn edilmeye çalışılmaktadır. Elbette bu durum hiç iyi bir durum değildir. Öğrenciler eğer yardımcı yayınlardan yararlanıp kendilerini geliştirmezlerse gelecek nesillerin çok problemli olacakları kesindir. Elbette bu da ülkenin her şeyinin kötüye gitmesi anlamına gelir. Bu durum bir tek yolla kırılabilir. "Dini, gerçek din alimleri yorumlayacaklar." "Fiziği de gerçek fizikçiler yorumlayıp anlatacaklar." İşte o zaman göreceğiz ki aslında onlar çok iyi anlaşacaklar ve kavga etmek için bir neden olmadığını da bize gösterecekler. Çünkü dini yorum, fiziği kabul edecek, evrimi kabul edecek, evren var olduktan bu yana fiziğin açıklayamadığı hiç bir şey olmadığını ve bunun da dini açıdan bir sakıncası olmadığını kabul edecek bir yol bulur. Bunları anlatacak din adamları yetişmeli ve bilgi çağının önü açılmalıdır. Yani, fiziği çok iyi bilen din alimleri ve dini çok iyi bilen fizikçiler yetiştirmeliyiz. Ama gerçekten bilen...Başka türlü hiç şansımız yok bence. Yani yakın gelecekte ülkemiz insanı çok büyük acılar çekecek gibi geliyor bana...

Necmi Tüfek 6 yıl önce 0
0

Problem; dini anlayışla fizik çözümlerinin ters düşmelerinde. Ama aslında terslik yok. Yani bence terslik yok. Dini anlayışla fiziki anlayış aslında aynı çizgide buluşabilirler. Hatta zaten öyle olması gerekir. Kilise, bin yıl boyunca fiziğe direndi ama sonunda geri çekilmeye mecbur kaldı. Tanrıyı büyük patlamaya kadar geri çektiler. Çünkü evrenin yapısı gün geçtikçe daha ayrıntılı inceleniyor ve bu yapının dışarıdan bir müdahale olmadan kendisini muhafaza edebildiği ve evrimine devam ettiği anlaşılabiliyor. Çok cahil zümrelerin dışında, akademik ve devlet kurumlarında Tanrı'yı büyük patlama sonrasındaki hiç bir olayda müdahil olarak kabul etmiyorlar artık. Bize gelince bu durum biraz karışık görünüyor. Gelenekler ve teamüller "Yaratıcı" konusunda hiç taviz verilmeden dini söylemlerin referans kabul edilmesi yönündedir. Bu yüzden müfredat devamlı değiştirilmekte ve fizik yasaları dini anlayışa göre dizayn edilmeye çalışılmaktadır. Elbette bu durum hiç iyi bir durum değildir. Öğrenciler eğer yardımcı yayınlardan yararlanıp kendilerini geliştirmezlerse gelecek nesillerin çok problemli olacakları kesindir. Elbette bu da ülkenin her şeyinin kötüye gitmesi anlamına gelir. Bu durum bir tek yolla kırılabilir. "Dini, gerçek din alimleri yorumlayacaklar." "Fiziği de gerçek fizikçiler yorumlayıp anlatacaklar." İşte o zaman göreceğiz ki aslında onlar çok iyi anlaşacaklar ve kavga etmek için bir neden olmadığını da bize gösterecekler. Çünkü dini yorum, fiziği kabul edecek, evrimi kabul edecek, evren var olduktan bu yana fiziğin açıklayamadığı hiç bir şey olmadığını ve bunun da dini açıdan bir sakıncası olmadığını kabul edecek bir yol bulur. Bunları anlatacak din adamları yetişmeli ve bilgi çağının önü açılmalıdır. Yani, fiziği çok iyi bilen din alimleri ve dini çok iyi bilen fizikçiler yetiştirmeliyiz. Ama gerçekten bilen...Başka türlü hiç şansımız yok bence. Yani yakın gelecekte ülkemiz insanı çok büyük acılar çekecek gibi geliyor bana...

Necmi Tüfek 6 yıl önce 0
0

Problem; dini anlayışla fizik çözümlerinin ters düşmelerinde. Ama aslında terslik yok. Yani bence terslik yok. Dini anlayışla fiziki anlayış aslında aynı çizgide buluşabilirler. Hatta zaten öyle olması gerekir. Kilise, bin yıl boyunca fiziğe direndi ama sonunda geri çekilmeye mecbur kaldı. Tanrıyı büyük patlamaya kadar geri çektiler. Çünkü evrenin yapısı gün geçtikçe daha ayrıntılı inceleniyor ve bu yapının dışarıdan bir müdahale olmadan kendisini muhafaza edebildiği ve evrimine devam ettiği anlaşılabiliyor. Çok cahil zümrelerin dışında, akademik ve devlet kurumlarında Tanrı'yı büyük patlama sonrasındaki hiç bir olayda müdahil olarak kabul etmiyorlar artık. Bize gelince bu durum biraz karışık görünüyor. Gelenekler ve teamüller "Yaratıcı" konusunda hiç taviz verilmeden dini söylemlerin referans kabul edilmesi yönündedir. Bu yüzden müfredat devamlı değiştirilmekte ve fizik yasaları dini anlayışa göre dizayn edilmeye çalışılmaktadır. Elbette bu durum hiç iyi bir durum değildir. Öğrenciler eğer yardımcı yayınlardan yararlanıp kendilerini geliştirmezlerse gelecek nesillerin çok problemli olacakları kesindir. Elbette bu da ülkenin her şeyinin kötüye gitmesi anlamına gelir. Bu durum bir tek yolla kırılabilir. "Dini, gerçek din alimleri yorumlayacaklar." "Fiziği de gerçek fizikçiler yorumlayıp anlatacaklar." İşte o zaman göreceğiz ki aslında onlar çok iyi anlaşacaklar ve kavga etmek için bir neden olmadığını da bize gösterecekler. Çünkü dini yorum, fiziği kabul edecek, evrimi kabul edecek, evren var olduktan bu yana fiziğin açıklayamadığı hiç bir şey olmadığını ve bunun da dini açıdan bir sakıncası olmadığını kabul edecek bir yol bulur. Bunları anlatacak din adamları yetişmeli ve bilgi çağının önü açılmalıdır. Yani, fiziği çok iyi bilen din alimleri ve dini çok iyi bilen fizikçiler yetiştirmeliyiz. Ama gerçekten bilen...Başka türlü hiç şansımız yok bence. Yani yakın gelecekte ülkemiz insanı çok büyük acılar çekecek gibi geliyor bana...

Necmi Tüfek 6 yıl önce 0