Elbette bilimin kör ve gerici skolastik düşünceyi yenmesi ile daha çok ve daha derin düşünüyoruz, araştırıyoruz. İnsan zihni boşluklara tanrıları doldurmaktan vazgeçip, zekasını ve sezgisini kullanarak bu boşlukları bilim ile doldurmaya 3-4 yüzyıl önce başlamıştır. Gün geçtikçe bilimin temelinde yer alan bilgi yığının yarattığı kar topu etkisi sayesinde daha ilerisini yapıp daha da ilerisini hayal ediyoruz ve işin en mükemmel yani tek limit kendimiz. ! Bir felsefe ya da din öğretisi değil sadece kendi zihnimiz. !
Bu yüzyılda en çok genetik mühendislik ile yaşam kitabı olan DNA'nın telif hakkını tanrıdan ya da tesadüf sonucu gerçekleşen evrimden almak ile ilgilendik. Ki bu insanlık tarihinin en büyük ikinci başarısı olacaktır ve olmaktadır.
Diğer yandan insan neslini sürdürmek ve evrene yayılıp, keşfetmek için güneş sistemimizde bulunan MARS gezegenine önümüzde ki 10-15 sene içinde insanlı uzay uçuşlarını gerçekleştirmek ile ilgileniyoruz. Bu fikir 2 sene önce komik ve hayal gibi gelse de, uzaya roket gönderip sonra bu roketi sabit durmayan bir deniz platformuna indiren SpaceX'in başarısı ve uzay mühendisliğinde yaşanan gelişmeler MARS'ı yeni yuva yapma fikrini bilimkurgudan bilim haline getirdi.