Bence, Go'nun doğasında Ying-Yang uyumu var gibi. Satrancın aksine, oyunun hedefi; strateji ile rakibi imha etmek değil.
Rakibin varlığını kabul hatta gerekli görerek, onunla beraber uyumlu yaşamayı öğrenmek ana hedef gibi...
Kaynakları verimli kullanmak ve temsil edilen topluma (taşlara) yaşanabilir refah alanları bırakmak bununda bir aracı.
Yani, kısaca denge'yi arar...Rakiple, düşmanla, çevreyle, imkanlarla denge...
Benim anladığım buydu... (Bu açıklama, genç okuyucuları Go öğrenmeye teşvik reklamıdır ayrıca...:-)
---0---
Benim en sevdiğim zihinsel yükseliş anları, sınav anlarıdır. Özellikle, finaller çok zevkli gelirdi. Tam bir huzur ve rahatlık hissi ile berrak bir zihin... Sadece bildiklerimi değil, "bilmediklerimi bilmediğimi" de en net gördüğüm anlar...
Zihin en net bir konuda odaklandığında yükseliyor. Ama üzerine odaklandığı konu hakkında değil. tam tersine, o konunun dışındaki konularda.
Çünkü günlük yaşamsal endişe ve beklentilerimizle zihnimizi o kadar çok dağıtıp, konuları sıralayıp bastırıyoruz ki...
"Meditasyon anı" gibi: bir konuya odaklanınca, diğer konuları baskılayan engeller de ortadan kalkıyor. Konular berraklaşıyor.