0

Madde 2, bence doğruya en yakın olanı. Ancak birazcık daha farklı algılıyorum... Doğa da rasgeleliğin olduğunu düşünmüyorum. Her olasılık için bir evren düzenlenmesi, her olasılığın geçerli ve kullanılabilir olduğu anlamına geliyor. Oysa olgular her zaman, tek bir noktada oluşuyor. Yani bir dalga fonksiyonu geçerlilik kazanınca, diğerleri çöküyor. (mu?) Bence, tüm sistemler, kritik ya da mükemmel diyebileceğimiz bir noktada dengededirler. Bu denge noktasında iken, diğer dalga fonksiyonları çökmüş görünürler. Ancak bu statik, durgun bir evren için geçerli. Eğer her sistem dengeye geldiği noktadan anından itibaren, iç veya dış herhangi bir etki altında kalmayacaksa, bir değişken olmayacak ise bu geçerli. Yani diğer dalgaların çöktüğünü kabul edebilirim. Ama evrenimiz dinamik bir evren, hareketli, hem içinde 3 boyutlu koordinat sisteminde, hem de 4 boyutlu uzay-zaman üzerinde "Zaman ve entropi durumu " ile... Bu yüzden; Şu an için saptayacağımız çökmemiş-gerçekleşmiş değerler sadece "anlık" değerlerdir. Hiç bir değer kalıcı, sabit, sürekli değildir. Bu yüzden sadece olmuş olayların fonksiyonları sabit. O zaman, bu çökmeye mahkum fonksiyonlar ve bunların getirdiği belirsizlikler neyi ifade ediyor? Hangi fonksiyon gerçekleşirse gerçekleşsin, olgunun gerçekleştiği değerleri, yakın ama farklı bir değer üzerine uyguladığımızda her zaman göreceğimiz şey kaos, en azından karmaşa ve dengesizlik olacaktır. Yani çöken diğer olasılıkların hepsi, sonuçta kaos'a kargaşaya çıkmaktadır. Bu onları değersiz veya gereksiz yapmaz. Tam tersi, onların ne kadar önemli ve gerekli olduklarını gösterir. Tüm olasılıklar bir bütündür çünkü... (Bu arada hâlâ ana noktaya değinmedim :-) Evreni kapalı bir sistem olarak kabul etsek de, genişlemesinden dolayı açık bir sistem olarak ele almak daha faydalı olacaktır. Sürekli devinim içindeyken, makro'dan mikro düzeye kadar sürekli alt sistemler oluşmaktadır. Çoğunlukla, her sistem, alt sistemlerinin bileşkesinden-sinerjisinden hâsıldır. Ve türm bu sistemleri sürekli etki altında tutan 3 tane, "birbirine bağımlı genel dış" etken vardır: Evrenin genişlemesi, zaman ve entropi... Bunlar bir sistemin öğelerini oluşturan en alt sistemlere kadar, tüm sistemleri etkilemekte ve alt sistemlerin denge noktalarını değiştirmektedirler. Denge noktası değişen alt sistem, yeni durumu ile bir üst sistemin dengesini de değiştirmektedir. Bu sefer üst sistem bu yeni denge noktasına giderken, (Alt sistemlerin her biri sonucu itibariyle ele alındığından, "anlık sabit değerli" bir değişken olarak kabul görecektir.) sistemdeki diğer alt sistemleri de etkileyecektir. Bu sefer onlarda yeni denge noktası için arayışlara geçeceklerdir. İşte o çöken olasılıklar, bize bu denge noktası arayışında alt ve üst sistemler arasında uyumun sağlanması için gerekli gidiş ve gelişleri veriyorlar. -------------------------------- Karışık mı? Ya da anlaşılmaz mı? Size çok basit bir düşünce deneyi ile anlatayım. Elimizde tahterevallilerden oluşmuş, bir sistem olsun. Her iki ucunda (çocukların oturduğu yerlerde de başka tahterevalliler olsun. ( Şekil'deki gibi http://bit.ly/2yMjbY9 ) Bu fraktal sistemin tam simetrik olması çözümü kolaylaştırıyor. Ancak evrendeki sistemler için gerçekçi olmayacağı için, bazılarının yerleri de farklı düzenlenmiştir. Eğer sistem dışarıdan etki altında değil (kapalı) ise; Kırmızı ile Mavi oturakların üzerine ayakta duran çocuklar, gövdelerini ileri geri oynatarak, önce kendi aralarındaki denge noktalarını bulacaklardır. Eninde sonunda tüm çocukların gövde duruş ve karşılıkları ile kendi içlerinde farklı denge noktaları geliştirmeleri ile Sistemin "A denge noktasında "dengede olabileceği tek bir duruma ulaşacaklardır. Bu durumda diğer tüm olasılıklar (vücut duruşları)- dalga fonksiyonları çökmüştür. Ama sistemimiz dışarıdan etki altında kalmaya mahkum. Mesela orta şiddet de bir rüzgar (Zaman, genişleme, entropi) essin. Ya da bazı çocukların anneleri onlara öğlen sandviçlerini (parçacık bombardımanı) versinler. Bazıları da sıkıştıkları için çişlerini yapsınlar (kütle-enerji kaybı)... Veya hepsi birden aynı anda vuku bulsun. Sistemin dengede olabilmesi ve bunu koruyabilmesi için, çocukların sürekli hareket etmesi ve en küçüğünden büyüğüne kadar, anlık denge noktalarını takip etmeleri gerekecektir. Madde 2, bence doğruya en yakın olanı. Ancak birazcık daha farklı algılıyorum... Doğa da rasgeleliğin olduğunu düşünmüyorum. Her olasılık için bir evren düzenlenmesi, her olasılığın geçerli ve kullanılabilir olduğu anlamına geliyor. Oysa olgular her zaman, tek bir noktada oluşuyor. Yani bir dalga fonksiyonu geçerlilik kazanınca, diğerleri çöküyor. (mu?) Bence, tüm sistemler, kritik ya da mükemmel diyebileceğimiz bir noktada dengededirler. Bu denge noktasında iken, diğer dalga fonksiyonları çökmüş görünürler. Ancak bu statik, durgun bir evren için geçerli. Eğer her sistem dengeye geldiği noktadan anından itibaren, iç veya dış herhangi bir etki altında kalmayacaksa, bir değişken olmayacak ise bu geçerli. Yani diğer dalgaların çöktüğünü kabul edebilirim. Ama evrenimiz dinamik bir evren, hareketli, hem içinde 3 boyutlu koordinat sisteminde, hem de 4 boyutlu uzay-zaman üzerinde "Zaman ve entropi durumu " ile... Bu yüzden; Şu an için saptayacağımız çökmemiş-gerçekleşmiş değerler sadece "anlık" değerlerdir. Hiç bir değer kalıcı, sabit, sürekli değildir. Bu yüzden sadece olmuş olayların fonksiyonları sabit. O zaman, bu çökmeye mahkum fonksiyonlar ve bunların getirdiği belirsizlikler neyi ifade ediyor? Hangi fonksiyon gerçekleşirse gerçekleşsin, olgunun gerçekleştiği değerleri, yakın ama farklı bir değer üzerine uyguladığımızda her zaman göreceğimiz şey kaos, en azından karmaşa ve dengesizlik olacaktır. Yani çöken diğer olasılıkların hepsi, sonuçta kaos'a kargaşaya çıkmaktadır. Bu onları değersiz veya gereksiz yapmaz. Tam tersi, onların ne kadar önemli ve gerekli olduklarını gösterir. Tüm olasılıklar bir bütündür çünkü... (Bu arada hâlâ ana noktaya değinmedim :-) Evreni kapalı bir sistem olarak kabul etsek de, genişlemesinden dolayı açık bir sistem olarak ele almak daha faydalı olacaktır. Sürekli devinim içindeyken, makro'dan mikro düzeye kadar sürekli alt sistemler oluşmaktadır. Çoğunlukla, her sistem, alt sistemlerinin bileşkesinden-sinerjisinden hâsıldır. Ve türm bu sistemleri sürekli etki altında tutan 3 tane, "birbirine bağımlı genel dış" etken vardır: Evrenin genişlemesi, zaman ve entropi... Bunlar bir sistemin öğelerini oluşturan en alt sistemlere kadar, tüm sistemleri etkilemekte ve alt sistemlerin denge noktalarını değiştirmektedirler. Denge noktası değişen alt sistem, yeni durumu ile bir üst sistemin dengesini de değiştirmektedir. Bu sefer üst sistem bu yeni denge noktasına giderken, (Alt sistemlerin her biri sonucu itibariyle ele alındığından, "anlık sabit değerli" bir değişken olarak kabul görecektir.) sistemdeki diğer alt sistemleri de etkileyecektir. Bu sefer onlarda yeni denge noktası için arayışlara geçeceklerdir. İşte o çöken olasılıklar, bize bu denge noktası arayışında alt ve üst sistemler arasında uyumun sağlanması için gerekli gidiş ve gelişleri veriyorlar. -------------------------------- Karışık mı? Ya da anlaşılmaz mı? Size çok basit bir düşünce deneyi ile anlatayım. Elimizde tahterevallilerden oluşmuş, bir sistem olsun. Her iki ucunda (çocukların oturduğu yerlerde de başka tahterevalliler olsun. ( Şekil'deki gibi http://bit.ly/2yMjbY9 ) Bu fraktal sistemin tam simetrik olması çözümü kolaylaştırıyor. Ancak evrendeki sistemler için gerçekçi olmayacağı için, bazılarının yerleri de farklı düzenlenmiştir. Eğer sistem dışarıdan etki altında değil (kapalı) ise; Kırmızı ile Mavi oturakların üzerine ayakta duran çocuklar, gövdelerini ileri geri oynatarak, önce kendi aralarındaki denge noktalarını bulacaklardır. Eninde sonunda tüm çocukların gövde duruş ve karşılıkları ile kendi içlerinde farklı denge noktaları geliştirmeleri ile Sistemin "A denge noktasında "dengede olabileceği tek bir duruma ulaşacaklardır. Bu durumda diğer tüm olasılıklar (vücut duruşları)- dalga fonksiyonları çökmüştür. Ama sistemimiz dışarıdan etki altında kalmaya mahkum. Mesela orta şiddet de bir rüzgar (Zaman, genişleme, entropi) essin. Ya da bazı çocukların anneleri onlara öğlen sandviçlerini (parçacık bombardımanı) versinler. Bazıları da sıkıştıkları için çişlerini yapsınlar (kütle-enerji kaybı)... Veya hepsi birden aynı anda vuku bulsun. Sistemin dengede olabilmesi ve bunu koruyabilmesi için, çocukların sürekli hareket etmesi ve en küçüğünden büyüğüne kadar, anlık denge noktalarını takip etmeleri gerekecektir. Aksi halde "tüm sistemler" çöker. İşte bizim deney sonuçlarında hesaplayıp bulduğunuz değerler, bu dinamik sistemin anlık fotoğraf görüntüsündeki durumdur. Bu sistemin tümünün "anlık" fonksiyonudur. Bu anlık görüntülerin hepsinde, diğer olasılıklar çökmüş olarak görünür. Matematik bunu der. Doğrudur. Çünkü sistem diğer tüm girdilerle, sadece bu an için dengededir. (Çocukların da o anki duruşları geçerlidir.) Bir girdi farklı olsa, bu fonksiyon çöker ve başka bir denge noktasında gerçekleşmek zorunda kalır. Bu bir olasılık, rasgelelik değildir. Sistemin dinamik yapısı bu. Rüzgar estikçe, çocuklar yiyip, içip, işedikçe, A noktasındaki dengenin korunması için sürekli hareket etmek zorundalar. Her seferinde bir değişkenin denge noktası, diğerlerinin yaptığı değişikliklere bağımlı olduğundan, A noktasındaki dengenin korunması için, dalga fonksiyonunun diğer olasılıkları (vücutların öne-arkaya eğilmesi, kaykılması) da yeri geldikçe gerçeklik bulmaktadır. Ama biz bu sistemin fotoğrafını çektiğimizde, sadece gerçekleşmiş olan dengeleri görüyoruz. diğerlerine de çökmüş diyoruz. Bu tahterevalli sistemi, bence, kuantum fiziğinin tüm sorularına cevap verecek mantık yapısını içermektedir. Aklınızdan geçen soruyu, bu sisteme uygulayın ve sonuçlarını düşünün, yeterli. İşte bizim deney sonuçlarında hesaplayıp bulduğunuz değerler, bu dinamik sistemin anlık fotoğraf görüntüsündeki durumdur. Bu sistemin tümünün "anlık" fonksiyonudur. Bu anlık görüntülerin hepsinde, diğer olasılıklar çökmüş olarak görünür. Matematik bunu der. Doğrudur. Çünkü sistem diğer tüm girdilerle, sadece bu an için dengededir. (Çocukların da o anki duruşları geçerlidir.) Bir girdi farklı olsa, bu fonksiyon çöker ve başka bir denge noktasında gerçekleşmek zorunda kalır. Bu olasılık, rasgelelik değildir. Sistemin dinamik yapısı bu. Rüzgar estikçe, çocuklar yiyip, içip, işedikçe, A noktasındaki dengenin korunması için sürekli hareket etmek zorundalar. Her seferinde bir değişkenin denge noktası, diğerlerinin yaptığı değişikliklere bağımlı olduğundan, A noktasındaki dengenin korunması için, dalga fonksiyonunun diğer olasılıkları (vücutların öne-arkaya eğilmesi, kaykılması) da yeri geldikçe gerçeklik bulmaktadır. Ama biz bu sistemin fotoğrafını çektiğimizde, sadece gerçekleşmiş olan dengeleri görüyoruz. diğerlerine de çökmüş diyoruz. Bu tahterevalli sistemi, bence, kuantum fiziğinin tüm sorularına cevap verecek mantık yapısını içermektedir. Aklınızdan geçen soruyu, bu sisteme uygulayın ve sonuçlarını düşünün, yeterli.

Burtay Mutlu (shibumi-tr) 7 yıl önce 0
0

Madde 2, bence doğruya en yakın olanı. Ancak birazcık daha farklı algılıyorum... Doğa da rasgeleliğin olduğunu düşünmüyorum. Her olasılık için bir evren düzenlenmesi, her olasılığın geçerli ve kullanılabilir olduğu anlamına geliyor. Oysa olgular her zaman, tek bir noktada oluşuyor. Yani bir dalga fonksiyonu geçerlilik kazanınca, diğerleri çöküyor. (mu?) Bence, tüm sistemler, kritik ya da mükemmel diyebileceğimiz bir noktada dengededirler. Bu denge noktasında iken, diğer dalga fonksiyonları çökmüş görünürler. Ancak bu statik, durgun bir evren için geçerli. Eğer her sistem dengeye geldiği noktadan anından itibaren, iç veya dış herhangi bir etki altında kalmayacaksa, bir değişken olmayacak ise bu geçerli. Yani diğer dalgaların çöktüğünü kabul edebilirim. Ama evrenimiz dinamik bir evren, hareketli, hem içinde 3 boyutlu koordinat sisteminde, hem de 4 boyutlu uzay-zaman üzerinde "Zaman ve entropi durumu " ile... Bu yüzden; Şu an için saptayacağımız çökmemiş-gerçekleşmiş değerler sadece "anlık" değerlerdir. Hiç bir değer kalıcı, sabit, sürekli değildir. Bu yüzden sadece olmuş olayların fonksiyonları sabit. O zaman, bu çökmeye mahkum fonksiyonlar ve bunların getirdiği belirsizlikler neyi ifade ediyor? Hangi fonksiyon gerçekleşirse gerçekleşsin, olgunun gerçekleştiği değerleri, yakın ama farklı bir değer üzerine uyguladığımızda her zaman göreceğimiz şey kaos, en azından karmaşa ve dengesizlik olacaktır. Yani çöken diğer olasılıkların hepsi, sonuçta kaos'a kargaşaya çıkmaktadır. Bu onları değersiz veya gereksiz yapmaz. Tam tersi, onların ne kadar önemli ve gerekli olduklarını gösterir. Tüm olasılıklar bir bütündür çünkü... (Bu arada hâlâ ana noktaya değinmedim :-) Evreni kapalı bir sistem olarak kabul etsek de, genişlemesinden dolayı açık bir sistem olarak ele almak daha faydalı olacaktır. Sürekli devinim içindeyken, makro'dan mikro düzeye kadar sürekli alt sistemler oluşmaktadır. Çoğunlukla, her sistem, alt sistemlerinin bileşkesinden-sinerjisinden hâsıldır. Ve tüm bu sistemleri sürekli etki altında tutan 3 tane, "birbirine bağımlı genel dış" etken vardır: Evrenin genişlemesi, zaman ve entropi... Bunlar bir sistemin öğelerini oluşturan en alt sistemlere kadar, tüm sistemleri etkilemekte ve alt sistemlerin denge noktalarını değiştirmektedirler. Denge noktası değişen alt sistem, yeni durumu ile bir üst sistemin dengesini de değiştirmektedir. Bu sefer üst sistem bu yeni denge noktasına giderken, (Alt sistemlerin her biri sonucu itibariyle ele alındığından, "anlık sabit değerli" bir değişken olarak kabul görecektir.) sistemdeki diğer alt sistemleri de etkileyecektir. Bu sefer onlarda yeni denge noktası için arayışlara geçeceklerdir. İşte o çöken olasılıklar, bize bu denge noktası arayışında alt ve üst sistemler arasında uyumun sağlanması için gerekli gidiş ve gelişleri veriyorlar. -------------------------------- Karışık mı? Ya da anlaşılmaz mı? Size çok basit bir düşünce deneyi ile anlatayım. Elimizde tahterevallilerden oluşmuş, bir sistem olsun. Her iki ucunda (çocukların oturduğu yerlerde de başka tahterevalliler olsun. (Şekil'deki gibi http://bit.ly/2yMjbY9 ) Bu fraktal sistemin tam simetrik olması çözümü kolaylaştırıyor. Ancak evrendeki sistemler için gerçekçi olmayacağı için, bazılarının yerleri de farklı düzenlenmiştir. Eğer sistem dışarıdan etki altında değil (kapalı) ise; Kırmızı ile Mavi oturakların üzerine ayakta duran çocuklar, gövdelerini ileri geri oynatarak, önce kendi aralarındaki denge noktalarını bulacaklardır. Eninde sonunda tüm çocukların gövde duruş ve karşılıkları ile kendi içlerinde farklı denge noktaları geliştirmeleri ile Sistemin "A denge noktasında "dengede olabileceği tek bir duruma ulaşacaklardır. Bu durumda diğer tüm olasılıklar (vücut duruşları)- dalga fonksiyonları çökmüştür. (Sistem öyle bir denge noktasındadır ki, bir çocuğun durumu değişse ya daaşağıya atlasa, tüm sistem çöker...) Ama sistemimiz dışarıdan etki altında kalmaya mahkum. Mesela orta şiddet de bir rüzgar (Zaman, genişleme, entropi) essin. Ya da bazı çocukların anneleri onlara öğlen sandviçlerini (parçacık bombardımanı) versinler. Bazıları da sıkıştıkları için çişlerini yapsınlar (kütle-enerji kaybı)... Veya hepsi birden aynı anda vuku bulsun. Sistemin dengede olabilmesi ve bunu koruyabilmesi için, çocukların sürekli hareket etmesi ve en küçüğünden büyüğüne kadar, anlık denge noktalarını takip etmeleri gerekecektir. Aksi halde "tüm sistemleri" çöker. İşte bizim deney sonuçlarında hesaplayıp bulduğunuz değerler, bu dinamik sistemin anlık fotoğraf görüntüsündeki durumdur. Bu sistemin tümünün "anlık" fonksiyonudur. Bu anlık görüntülerin hepsinde, diğer olasılıklar çökmüş olarak görünür. Matematik bunu der. Doğrudur. Çünkü sistem diğer tüm girdilerle, sadece bu an için dengededir. (Çocukların da o anki duruşları geçerlidir.) Bir girdi farklı olsa, bu fonksiyon çöker ve başka bir denge noktasında gerçekleşmek zorunda kalır. Bu bir olasılık, rasgelelik değildir. Sistemin dinamik yapısı bu. Rüzgar estikçe, çocuklar yiyip, içip, işedikçe, A noktasındaki dengenin korunması için sürekli hareket etmek zorundalar. Her seferinde bir değişkenin denge noktası, diğerlerinin yaptığı değişikliklere bağımlı olduğundan, A noktasındaki dengenin korunması için, dalga fonksiyonunun diğer olasılıkları (vücutların öne-arkaya eğilmesi, kaykılması) da yeri geldikçe gerçeklik bulmaktadır. Ama biz bu sistemin fotoğrafını çektiğimizde, sadece gerçekleşmiş olan dengeleri görüyoruz. diğerlerine de çökmüş diyoruz. Bu tahterevalli sistemi, bence, kuantum fiziğinin tüm sorularına cevap verecek mantık yapısını içermektedir. Aklınızdan geçen soruyu, bu sisteme uygulayın ve sonuçlarını düşünün, yeterli.

Burtay Mutlu (shibumi-tr) 7 yıl önce 0
0

yani bende oyumu gizli değişkenlerden yana kullanıyorum...

Ömer ( Karanlık Profil ) 7 yıl önce 0
0

f(A) değeri ne olmalı?

Hiç Kimseyle Tartışmaz 7 yıl önce 0
0

Cevaplar için teşekkür ederim, belirtik düzenle bağlantım biraz parazitliydi! cevap yazamadım :))) Burtay bey, tahmin edebileceğiniz gibi çiziminizi anlayabilecek bilgim yok fakat "Bu anlık görüntülerin hepsinde, diğer olasılıklar çökmüş olarak görünür. Matematik bunu der. Doğrudur. Çünkü sistem diğer tüm girdilerle, sadece bu an için dengededir. (Çocukların da o anki duruşları geçerlidir.) Bir girdi farklı olsa, bu fonksiyon çöker ve başka bir denge noktasında gerçekleşmek zorunda kalır. Bu bir olasılık, rasgelelik değildir. Sistemin dinamik yapısı bu." şeklindeki açıklamanızı anladığımı sanıyorum. Bu açıklamaya nerede rastlasam Zohar'ın Zilli kız örneğini hatırlarım. Benzetmeler anlamak ve akılda kalma açısından ne kadar önemli, sizin tahteravalli örneği gibi. Ben bu 4 görüşün üçüncüsü hariç diğerlerinin birbirine zıt şeyler olduğunu düşünmüyorum, bu farklılık sadece 3 farklı algı seviyesinden görünüştür ve bence hepsi aynı ve doğrudur (tabi her şey aynı zamanda eksiktir doğal olarak) şöyle ki; 1. görüş diyelim birinci derece algı seviyesinden görünüş ise, ikincisi onun hemen üstünde bir algı seviyesini, dördüncü görüş ise ikinci görüşün açıklama gayretlerinden önde gelen birini göstermekte bana göre. Dördüncü görüş amatör olarak fizikle ilgilendiğim yirmi küsur yılın başlarında beni çok sarsmıştı. Adeta dünyayı yorumlayışım bütünüyle değişti. Şimdilerde ise, susayınca su içmem gerektiğini bildiğim kadar doğal benim için. Üçüncü görüşe gelince en artistikve oyuncu olması sebebiyle bilimkurgunun ana platformunda yer alıyor şimdilik. Ben bu seçeneği son kitabım Laniakea'da kullanmışım! Bilmeyerek kullandığım ve bu formulü bulana kadar bir yıldan fazla acı çektiğim bu formül meğerse zaten -katılanı az ya da çok- zaten fizik camiasında bir öneriymiş. Olayın matematiksel kanıtı olmasa da (şimdilik) bu seçeneği diğer üçünün tamamlayıcısı şık bir seçenek olarak görüyorum. :)

Sibel Atasoy 7 yıl önce 0