Birincisinde hızın artması yani ivmenin ve akabinde momentumun artması demek; zaman dalgalarının hızına biraz daha yaklaşmak demek. Zaman dalgalarının sabit olarak ışık hızında olduğunu düşünürsek; hızımız arttıkça salt zamana ( t=0 ) olan uzaklığımız da azalıyor. Yani hızımız arttıkça zaman yavaşlıyor çünkü zaman, ışık hızında akıyor. Zamanın fix hızı ışık hızı bu yüzden ışık hızından daha küçük hızlar ile ışık hızı ile aynı hızda olan gözlemciler ya da maddeler için zamanın yorumu farklı oluyor.

Zaman dalgası kavramını hiç duymamıştım. Peki kütle nasıl yavaşlatıyor zamanı?

Zaman dalgası kavramı zaten bilimsel bir itibara sahip bir kavram değil. Burtay beyin EDG dalgalarına hitaben. Diğer yandan zamanı yavaşlatan şey kütle değil, kütleye tepki veren " uzay-zamanın geormetrik eğriliğidir " .

Zamanı yavaşlatan şey hızdır. Uzay boşluğunda hız arttıkça zaman hareketsiz bir cisme göre daha yavaş akmaya başlar. Zamanın yavaşlaması için çok yüksek hızlara çıkmaya gerek yok, yürürken bile zaman sizin için duran birine göre daha yavaş akar. Tabii ki bu saniyenin trilyon x trilyonda biri kadardır. Bunun neden böyle olduğu bilinmiyor. Kütle çekimi de zamanı yavaşlatır. Bunun sebebi de aslında hızdır. Einstein'ın eşdeğerlilik ilkesine göre kütle çekimi ve hızlanma aslında aynı şeylerdir. Dünyayı örnek verirsek; günlük hayatımızda yer çekimi olarak bildiğimiz şey aslında yerin bizi çekmesi değil, bizim yere doğru bir hızımızın olmasından kaynaklanmaktadır. Yani uçak kalkarken bizi koltuğumuza doğru geri bastıran kuvvet gibi düşünebiliriz bunu. İşte kütle çekimi alanında zamanı yavaşlatan şey bu hızdır. Yani şu an duruyor gibi gözüksek de aslında bizi yere doğru bastıran bir hızımız var. Bu hızı ortaya çıkaran şey ise dünyanın uzay geometrisinde oluşturduğu bükülmedir. "Bu ikisi arasında ne fark vardır?" diye sormuşsun. Hiç bir fark yok. Her iki durumda da zamanı yavaşlatan şey hızdır.

belkide yoğun kütle- enerji alanlarında zamanı yavaşlatan tüm hareketlerin zorlaşmasıdır.

uzayda hızlanan parçanın iç alanında tüm hareketleri zorlanıp iç zamanı yavaşlıyormudur?

@mehmet ali ye katılıyorum...kütle çekim alanındayken kütleye doğru serbest düşüş hızımız var... katılmadığım tek nokta zamanı yavaşlatan sözü :) aslında yavaşlayan zaman değil zaman yine aynı hızında devam ediyor sadece sen zamanın hızına yaklaştığın için zamanı yavaşlamış olarak görüyorsun... tabi bir kütledeki serbest düşüş hızını belirleyen uzay-zamanda ne kadar bükülme yarattığına bağlıdır.

@ Kemal ( Bay Hiçkimse )'e kullanımından dolayı teşekkür ederim. Zaman'ı dalgalara bağlamak fikir olarak onu anlamakta ve kavramakta çok büyük fayda sağlıyor olsa da, bir konuda farklı düşünüyorum. Kemal Bey'in önerdiği, Objenin hızının artışı ile zaman dalgalarının hızına yaklaşması böylece, hızlanan obje için zaman genişlemesi kavramında bir sorun var benim için. Bu hızlanmış ortamdaki gözlemci için de, ışık hızının sabit oluşu. Klasik fizik yaklaşımı açısından bakınca, bu konuda bir muğlaklık ( belirsiz, tam tanımlanamayan) var gibi... Bu nedenle, ortamın enerji yoğunluğunun, zaman dalgalarını kırdığını ve yavaşlattığı düşüncesini benimsedim. Bu şekilde sadece hızlanan değil, yoğun enerji alanlarında da zaman yavaşlaması aynı sebebe bağlanmış oldu. Çünkü "ivme" de, nesnenin momentumunu artırırken, aslında nesneye üzerine ek enerji yüklemesi yapmış, enerji yoğunluğunu artırmış oluyor. (Kütleyi oluşturan sicimlerin titreşimini ve aralığını değiştirerek.) İkinci nokta, kütle ile ivmenin benzer değil, aynı şey olduklarını düşünüyorum. Aralarındaki fark, kütle konusunda ... Kütlenin, evrenin genişleme hızına ayak uydurmuş (ve diğer tüm nesnelerin aynı hızda, aynı yöne hareket etmesinden dolayı farkedilmeyen), evrenin genişlemesinden kaynaklanan hareketin hızından kaynaklandığını düşünüyorum.

@ Kemal ( Bay Hiçkimse )'ye kullanımından dolayı teşekkür ederim. Zaman'ı dalgalara bağlamak, fikir olarak onu anlamakta ve kavramakta çok büyük fayda sağlıyor olsa da, bir konuda farklı düşünüyorum. Kemal Bey'in önerdiği, "Objenin hızının" artışı ile "zaman dalgalarının (C) hızına yaklaşması durumunda, "hızlanan obje için zaman genişlemesi" kavramında bir sorun var benim için. Bu; hızlanmış ortamdaki "gözlemci için ışık hızının sabit" oluşu. Klasik fizik yaklaşımı açısından bakınca, bu konuda bir muğlaklık ( belirsiz, tam tanımlanamayan) var gibi... Bu nedenle, ortamın enerji yoğunluğunun, zaman dalgalarını kırdığını ve yavaşlattığı düşüncesini benimsedim. Bu şekilde sadece hızlanan değil, yoğun enerji alanlarında da zaman genişlemesi, aynı sebebe bağlanmış oldu. Çünkü "ivme" de, nesnenin momentumunu artırırken, aslında nesneye üzerine ek enerji yüklemesi yapmış, enerji yoğunluğunu artırmış oluyor. (Kütleyi oluşturan sicimlerin titreşimini ve aralığını değiştirerek.) İkinci nokta, kütle ile ivmenin benzer değil, aynı şey olduklarını düşünüyorum. Aralarındaki fark, kütle konusunda ... Kütlenin, evrenin genişleme hızına ayak uydurmuş (ve diğer tüm nesnelerin aynı hızda, aynı yöne hareket etmesinden dolayı farkedilmeyen) 'evrenin genişlemesinden kaynaklanan hareketin hızından', kaynaklandığını düşünüyorum.

Mehmet Ali yere doğru hızımız olduğu konusunu da duymamıştım. Hesaplanmış böyle bir hız var mı? durduğumuz yerde bile bir hıza sahipsek eğer bu hız kaçtır?

9.8 m/sn

9,80665 m/s² (metre bölü saniyekare)

Hesaplanmış sabit bir hız yok. Yerçekimi ivmesi dünyada ki gözlemciler için geçerli bir hızdır fakat Marsta ki ya da galaksi dışındaki bir gözlemci için bu hız görecelidir.

@Supernova bunu ben söylemiyorum, genel görelilik teorisine göre böyle kabul ediliyor. Evet tabii ki hesaplanmış bir hız var, bu hız 11.2 km/sn'dir, yani saniyede 11,2 km. Bu hıza kaçış hızı (escape velocity) denmektedir. Bu hız ayrıca dünyanın kütle çekiminden kurtulabilmek için uzay roketlerin sahip olması gereken yaklaşık hızdır. Bir cismi dünya yüzeyinden yukarı doğru 11,2 km/sn hızla fırlatabilirsen bu cisim dünyanın kütle çekiminden kurtularak bir daha dönmemek üzere uzay boşluğuna doğru yolculuğuna devam eder (atmosfer direnci dahil edilmemiştir).