Sheldrake bu teoriyi 70'lerde ortaya atmış. Üstelik hücrelerin nasıl organ ve işlevlerine göre nasıl uzmanlaltığının henüz bilinmediği bir dönemde.
İnsan genom haritası daha yok. Kök hücre bilgisi yok. Klonlama bilgisi yok. Telomer bilgisi yok (Sanırım).
O dönemin mevcut bilgilerine göre durumu açıklayan bir teori yayınlamış... Saygı duymak lazım.
Günümüzün bilgisiyle ve birikimi ile böyle bir iddia da bulunsaydı, "saçmalık" diyebiliriz. ama o zamanın şartlarına göre, ileri ve düşünce aşan bir görüşmüş.
Bu görüşün atıldığı dönemde "çiçek çocuklarının" felsefesi de güçlü olduğu için, belki o dönemin felsefe kollarından birinden de destek almış olabilir.
Okuduğum kadarıyla bu yaklaşım (bu soru ile öğrendim konuyu) reenkarnasyon'a alternatif bilimsel bir açıklama getirmeye çalışmış gibi... (Oysa reenkarnasyon, deneye ve tekrara açık olmayan bir varsayım olduğu için, yapısı itibariyle konumuz olan pozitif bilime aykırı bir konu. Daha çok "ilim" konusu...)
Günümüze uyarlarsak ayrıca, her bireyini atalarının tüm deneyim bilgilerini taşıyor olmasına da yorumlanabilir. Burada deneyim bilgilerinden yaşamsal öneme sahip olanlar seçilmiş ve aktarılmış gözüküyor. Yani seçilmiş mutasyon gibi bir şey...
Günümüzde atavik bilgilerin, sadece genlerle aktarılmadığını biliyoruz. Bir kısmı kromozom protein kılıf zarlarında da olabilir (%60'ı civarı genetik bilgi kodu içeriyormuş bu zarların)
Haberci RNA'lar ile hücreler arası bilgi değiş tokuşu yapıldığını da duymuştum.
Bilgilerin bir kısmı saklanıyor ama bunlar yani atavik olanlar daha çok genel fizyonomi, sinir sistemi yapılanması gibi temel fizyolojik bilgilerle, temel sayılabilecek içgüdüsel dürtü ve korkulara ait olan bilgiler (yılan korkusu, tehlike karşısında kaç veya savaş dürtüsü, donup kalma, esneme fikriyle esneme, topluluğa ait olma ihtiyacı, vs. ).
Bu tür bilgilerin nasıl ve nereye kayıt edildiği, aktarılma mekanizması hakkında şimdilik fazla bilgimiz yok. Ama bu bulunduğu zaman çocukların okula gitmesine gerek kalmayacak... :-)
Bu gün kök hücrenin uzmanlaşma öncesinde özdeş olduğunu, gelişmesi istenen bölge veya işleve göre, hormonlarla uyarıldığında tepki verdiği hatta parmak, kuyruk gibi özel işlevli bir bölgede gelişmesi istendiğinde, RNA değiş tokuşu ile çevre hücrelerden işlev ve konum bilgisi aldığı ve bu yapılanmaya göre kendi işlevini tayin ettiği de düşünülüyor.
(Eğer kesinleşirse, organ kayıplarının telafisinde büyük umutlar besleniyor.)
Doğa'nın ilkeleri kesindir. Bu ilkeleri anayasa olarak kabul edersek, esnek ve duruma göre bir çok yasa üretmek mümkün.
Ama Sheldrake'in bu yaklaşımı bence illegal.