Işık, malum ışık hızındadır. Zaman da ışık hızındadır. Yani bu ikisi de aynı hızda olduklarından birbirlerine göre sıfır konumdadırlar. Yani, zaman için ışık durağandır, ışık için de zaman durağandır. Ama bu onlar için böyledir. Biz ışık hızında olmadığımız için hem ışık hem de zaman bizim açımızdan ölçülebilir hızlardadırlar.

Net, basit ve anlaşılabilir. Bu açıklamadan daha mükemmeli olamaz bence... Ellerinize sağlık Necmi Bey...

Plank zamanı bu konuyla ilişkili kafamı meşgül ediyor .bununla bağdaşık cevap verirmisiniz

Işık , bir hareketin adıdır. Taki ışığı oluşturan kuark ( en ufak uzay parçacığı ) her hangi bir cisme çarpıp o cisimde bulunan , temas ettiği element atomun da minik nükleer bir hareket oluşturup , ışınım yapana dek. O ana kadar sadece 300000 Sn/ km hızla uzayda ; genel uzayın presiyle dos doğru giden bir parçacık dan başka bir şey değildir. Ve mutlak bir kütlesi buna bağlı olarak da ağırlığı vardır. Bu arada zamanın olması için ışığın oluşmasına gerek olmadığı gibi, ışık oluşumu içinde herhangi bir yardımcı olguya gerek yoktur. Işığın üreteçleri ; etraflarında bir şekilde dışa dönüşlü spiral aurası olan gezegen yada da daha başka gök cisimleri nin döndüğü sıcak güneşlerdir.

Muzaffer Bey, Sormadan edemeyeceğim, "ışığı oluşturan kuark" nasıl bir yapıdır. Tek bir parçacık mıdır, spini, elektrik yükü var mıdır? Işığı üreten spiral auralı güneşler ise, el fenerini yaktığımızda ışık nasıl oluşuyor? Ayrıca, yanlış anlamışsınız, zamanın oluşması için ışık, ışığın oluşması için zaman gerekir gibi bir kelime kullanmadım. Işığın nasıl oluştuğunu isterseniz genel bilimsel verilerle açıklayabilirim. Tabii siz bu tür bilgileri önemsemediğiniz için sizin açıklamanızı dinlemek isterim.

Oluşumun ilk adımıdır "en küçük uzay parçacığı". Dış manyetik alan etkisi ile , o manyetik alanı oluşturan , spiral auranın merkez noktası sağılım alanıdır. Bunlara kısaca güneş; benim tabirimle "SICAK GÜNEŞ" diyorum. Oluşan dış manyetik alan etkisi ile spiral auranın çapı oranında güç ve süratte sağılan bu en küçük uzay parçacıkları ilk sağılımları esnasında hissedilebilen sıcaklıkları oranında iri ve bir o kadar hızlıdırlar. Öylesine hızlı ve sonsuz bir şekilde sağıldıktan sonra, içinden çıktıkları sıfır noktasından birbirleri ile yaptıkları temaslarda olabilecek tüm madde atomlarını oluştururlar. Buna rağmen yinede oluşturdukları element atomlarının kütlesinden daha fazla bir şekilde uzaya yayılırlar. Katettikleri mesafelere bağlı olarak hem kütleleri hemde hızları , bizim "IŞIK HIZI" dediğimiz 300000 Sn/km seviyesini alana kadar, iri kütleleri oranında ısıyı da "EN KÜÇÜK UZAY PARÇACIKLARI" temas ettikleri yüzeye bırakırlar. Yani değerli arkadaşlar Işık Isıyı taşıyabilir olması için hem normal ışığa göre daha hızlı ve normal hızda seyreden "EN KÜÇÜK UZAY PARÇACIĞI" na göre de iri olması gerekir. -Elektrik içinde aynı şey söz konusudur , dış manyetik alanda oluşan elektriğin gücü ve boyu manyetik alanın iletken atomlarının elektron yörüngelerini ne kadar büyüttüğü ile aynı orantılıdır.

@Muzaffer Ya siz sağlam sallıyorsunuz ya da benim fizik bilgim yazdıklarınızı anlamama yeterli değil. Umarım ikincisidir.

Muzaffer Bey, Kusura bakmayın ama bu yazdıklarınızın içinde bilimsel bir bilgi olabilecek hiç bir şey göremiyorum ben. Şimdi size "buyurun, öğrencilerimizi eğitin" deseler bu yazdıklarınızı anlatırsanız hiç kimse hiç bir şey anlamaz. 300.000 Km/sn rakamını kullanıyorsunuz ama başka bir rakam kullanmıyorsunuz. Manyetik alan diyorsunuz ama neyin bu alanı oluşturduğunu söylemiyorsunuz. "Sağılım alanı" diyorsunuz ama neyin nasıl ve nereden sağıldığını söylemiyorsunuz. Bu anlattıklarınız mevcut bilimin karşısına çıkıp onu geçersiz kılabilecek şeyler değil. Bu kadar çok şey yazana kadar, anlaşılabilir, hesaplanabilir bir tek açıklama yapsanız başımızın üstünde yeriniz olur. Yoksa havada, ayağı yere basmayan anlaşılmaz bir teoriniz olur ve kimse sizi ciddiye almaz. Üstelik bundan şikayet etmeye hakkınız da olmaz. Yukarıda sorduğum soruları yanıtlamadınız. Bence onları yanıtlayarak başlayabilirsiniz. Saygılarımla...

Değerli arkadaşlar ; Elimizde çıkış yapabileceğimiz iki obje var , bir tanesi sınırlarını ve muhtevasını bilemediğimiz sonsuz boşluk , diğeri ise bu boşluğun kendi içersin de sıfırdan başlayarak oluşturduğu spiral auroların merkezindeki noktadan spiral auronun çapı ve dönüş hızına bağlı olarak sağımladığı kuarklar. -Bu kuarklar aslında en küçük uzay parçacığı olarak da adlandırılabilir. Çıkışları esnasında kütlelerinin büyüklüğüne göre ısı barındırıp içinde bulundukları kendileri ile aynı muhtevaya sahip genel boşluk içerine "ışık hızı" olarak adlandırılan bir hızda ilerler . Mevcut sistemin tamamı bunlardandır. Hızlarını kullanarak çeşitli şekillerde bir araya gelerek kitlenerek atomu oluştururlar. Ne onların nede oluşturdukları atomların uzay ortama her hangi bir standartları bulunmaz.Yani ısrarla şu hızda veya şu kadar büyüklükte demek doğru olmaz. Elektriği oluşturabilmek için mutlaka bir dış veya iç manyetik basınç alanına ihtiyaç duyarlar. Oluşan bu alanda iletken element atomları manyetik alanın durumuna göre elektron yörüngeleri ya genişleyerek sıcak elektriği oluşturur yada daralarak soğuk elektriği oluşturur. Sistemin tamamı bu mandalite çerçevesin de çalışır. En az eleman sayısına sahip element atomundan en karmaşık ve yoğun element atomuna kadar sistemde değişen bir şey olmaz. Ve sistemin asla bir stadartı yoktur. Bu sistem üzerinde öngörülen her türlü formül , başka bir galaksi için , o galaksinin iç veya dış manyetik alanının göstereceği değişikliğe göre kullanılabilirliliği mümkün olmayacaktır. Sadece sistem işleyişi aynı olacaktır. Benden anlaşılabilir bir açıklama isteyen çok değerli Sn.Necmi Tüfek beye şunu söyleyebilirim. -Bir güneşin ömrü sınırsızdır , velevki o güneşi oluşturan auro spiral bir şekilde dağılırsa o güneşi oluşturan dış manyetik alanını kaybederse , kaybettiği manyetik alanla birlikte o da süratle yok olur. -Yada başka bir deyişle sizlerin "KARADELİK" olarak adlandırdığınız ,iç manyetik alana sahip "SOĞUK GÜNEŞ" lerin dönüş sistemini dışarıdan içeriye iken içeriden dışarıya doğru döndürebilirseniz , karadelik dediğiniz soğuk güneşler derhal sıcak güneşe dönüşürler. Bu arada ben bir gözlemciyim , tabii ki bu anlattıklarımı formüle edip sizlere sunmayı çok isterim ama ne bir matematikçi ne de fizikçiyim. Ayrıca konumuzun ciddi anlamda bilgesi durumundaki insanlara da haksızlık etmiş olurum. Çünkü bu bilim dalı benim geçim kaynağım değil. Saygılarımla. Muzaffer Erdem

Necmi bey görelilige gore hız ile zaman ters orantılıdır. Hız artarken zaman yavaslar. Işık hızında zaman durur. Ancak bunları mutlak sıfır olarak degerlendiremeyiz.

Yahya bey, zaten sıfır olarak değerlendirilmiyor. Necmi bey'in ilk satırları olayı ve durumu mükemmel şekilde özetlemiş. Bu konudaki eski yazılara-paylaşımlara bakın (2015-2016). Sizin yazdığınızla çelişmediğini görebileceksiniz. Sadece farklı bir bakış açısı eklemiş Necmi bey...

Görelilik... Zaman hareket edene göre durmuştur. Hareket eden fotondur. Siz de onunla aynı hızda hareket edebilseydiniz, sizin içinde dururdu. Ama "şartı" burada işte " siz de aynı hızda olsaydınız"...

-Zaman denen kavram insan oğlunun yaşamını ölçeklendirmek için kurgulanmış hiç olmayan bir olgudur. Bizim dışımızda kainatta hiç bir şeye kriter teşkil etmez. Özellikle bir şeylerin hesabı yapılırken , formülüzasyonlarda hesaba katılabilecek bir unsur olması da mümkün değildir. Zamanın bir unsur olarak hesaba katılması hesabı yapılan her neyse , o olgu yada nesne nin yanlış hesaplanması sonucunu doğurur.