0

Burtay bey bildiğim kadarıyla ayna önce gelen tüm görünür dalga boylarını absorblamaktadır. Gümüş, alüminyum ya da hangi metal kullanılmış ise bu metalin atomları gelen fotonları yakalayarak tekrar ayrı bir elektromanyetik dalga olarak yaydıklarını biliyorum. Yani aynanın her bir atomu kendi em dalgasını oluşturuyor ve bütün dalganın etkileşimi sonucu yansımanın gerçekleştiğini biliyordum. Örnek olarak transparan maddeler ışığın büyük çoğunluğunu geçirmektedir çünkü gelen görünür ışık dalgasını engelleyecek sayıda ve aralıkta elektron enerji seviyesi bulunmamaktadır. Fakat gümüş ya da ayna metali tüm görünür dalga boyları(enerjileri) için elektron seviyelerine sahip olduğundan dolayı mutlaka absorblanacak bir elektron barındırdığından dolayı tüm ışığı yansıttığını biliyordum. Açıkçası bir maddenin fotonu absorblamadan yansıtabilmesi pek mantıklı gelmiyor. Yani zaten en başından beri renk olarak bildiğimiz şey maddenin belirli bir dalga boyunu absorblayarak ve tekrar yayarak (genel sürece soğurma ya da yansıtma diyebiliriz) gözümüze ulaştırması, diğer dalga boylarını ise geri yaymayacak şekilde absorblaması değil midir? Her ne kadar kesin konuşmak istesem de bu konunun göründüğünden çok daha karışık olduğunu biliyorum. Parçacık ya da dalga olarak ele almanıza göre değişen farklı yorumlar ve kuramlar ile açıklamalar bulunmakta.

Vide supra 7 yıl önce 0
0

Sayın Vide Supra, bir önceki yazımda bariz çelişki ve hata vardı. Yazarken bazen kelimeler ve kavramlar birbirine giriyor. Hata yaptım. Düzeltiyorum. Özür Dilerim... Yazıya baktım. Ayna arkasındaki sır'da bileşik yapısı çoğu elektronun bir üst seviyeye çıkmasına izin veriyor gibi. Yani aynada soğurma için diyelim ki 9.6 mEV lazımken, sadece görünür ışık dalga boylarının en kırmızısı 9.7 mEV yük taşıyor gibi... Burada kalan 0.1 mEV yük ile fotonun durumu hakkında emin değilim. Geçip gidiyor diye biliyorum ama emin değilim. Ya da ısı olarak sistemden atılıyor olabilir (Daha yüksek ihtimalle). Ama soğurulan 9.6 mEV'si ile elektron bir üst yörüngeye çıkıyor. Sonra önceki durumuna dönerken bu enerjinin tamamını dışarıya bir foton ile veriyor. (Ya da ayna sır'ı tam olarak tüm dalga boylarındaki foton enerjilerini çoğunlukla absorbe edecek özel bir kimyasal yapıdadır. Bu yüzden başka (parlak) malzemeler aynı verimlilikte değildir.) Bunun dışında uyarılan malzemedeki elektronun durumu hakkındaki diğer bilgilerde eminim. Burada ilginç olan fırlatılan foton ya da elektronların tüm enerjileri atomlarca (elektronlarınca) rasgele soğrulamıyor oluşu bence... (Bir diğer nokta da elektronun yüsek enerji seviyesine geçmesi ile fazla enerji sayesinde (fotoelektrik) elektron olarak verirken, atomun iyonlaşmamak için ihtiyaç duyduğu elektronu tekrar nasıl temin ettiği? (Bu noktada bilgim eksik.)) Her atomun çekirdeğine, atom ağırlığına göre sahip olduğu elektron orbitlerinin daha yüksek enerji seviyesine geçmek için belli katlarda enerjiyle uyarılma ihtiyacında olmaları. Bu katsayılar her madde de farklı. Ve bu katsayılara uymayanlar, kullanılmıyor. Elektronlar arasındaki orbit sıralamaları ise Planck ölçeklerinde... Bu ve sebepleri ayrı bir inceleme ve değerlendirme tartışması olacak düzeyde. Daha önce buna benzer bir tartışmada .Mehmet Ali adlı bir katılımcı, önce tüm atomların soğurulup sonra yansıtıldığını söylemişti. O zaman ona şiddetle karşı çıkmıştım ama yanılmışım. Eğer fotonun enerji seviyesi madde için düşük ise, geçip gidiyor, enerji aktarmıyor. Ancak kat sayılarda oluyor. Sanırım "şeffaflıkta-geçirgenlikte" bu konuyla bağlantılı bir durumu anlatıyor. Onda yansıma yok (sadece çok az bir miktar, farklı ortam yoğunluğundan kaynaklanan index kırılması hariç) . Diğer bir Not: Kırılma ve açısal eşitlik olayı ise fotonun doğrusal hareketi ve farklı ortamların kırılma indeksleri ile alakalı trigonometrik bir durum )

Burtay Mutlu (shibumi-tr) 7 yıl önce 0
0

Ek bilgi talebi: Sayın Vide Supra, yazdıklarınızdan cımbızladığım bazı satırlar hakkında, imkanınız varsa ek bilgi rica edeceğim... 1) "metal yüzeyin dışındaki elektronların serbest şekilde hareket edebilmesi ile".. Bu bir kaç anlama birden geliyor. a) Metalin iyonlaşarak elektron kaybettiğine, bu elektronların serbestçe gezindiğine ya da b) Ortama dışarıdan elektron eklendiğine... Yani ışık ayna sır'ından (fotoelektrik etki gibi) elektron mu kopartıyor? Her durumda, serbest elektronlardan dolayı bu elektriksel olarak potansiyel oluşturması gerekir gibi... (Kafamı karıştıran şey, atomun elektrik yükleri açısından, sürekli dengede-nötr durumda kalma çabasını bozan bu duruma verdiği tepki ve sonuçları.) 2) "fotondan alınan momentum ve enerji miktarına bakmaksızın buna absorblama dersek daha kolay " Eğer bu yazdığınız bilgiden emin misiniz? İşime yarayacak gibi. Yani serbest elektronun, (atom çekirdeğin) yörünge de olmamasından dolayı, aldığı her türlü uyarıyı absorbe edebilme gücü var. Bundan bir kaç farklı sonuç çıkıyor gibi... İlki, atomların yapısındaki elektronun parçacık olmadığı anlamına geliyor. (Atom çekirdeği için, sadece onu sarmalayan dengeleyici güç alanı önemli... Bu güç alanının yoğunluğu artınca (foton ile uyarılınca), dengesini korumak elektron atabiliyor. Çünkü zaten onun oluşturduğu kuvveti dengelemiş durumda.) (Elektron sadece bir titreşimin kuvvet alanı, belki de momentumundaki enerji ile spin almış bir foton olabilir.) İkincisi, Uzay boşluğundaki serbest elektronların bir çok fotonu absorblayıp yansıtması anlamına da gelebilir (mi?)... Bu noktada bu tür bir gözlem bilmediğim için serbest elektronların (özgür frekanslarda) foton absorblaması fikri , kuşkulu geldi. Yazdıklarımın çoğu bilgiden ziyade, mantık çıkarımı bu nedenle hatalı kısımları (göremesem de) vardır. Sizin ve arkadaşların fikirlerini ve kuşkularını da ele alarak bir başlık oluşturmak güzel olabilir.

Burtay Mutlu (shibumi-tr) 7 yıl önce 0