Sayın @Vide supra, ilk link açılmadı (sanırım üyelik gibi bir şey lazım ya da kurumsal güvenlik önlemleri...). İkincisi açıldı seyrettim.
Teşekkür ederim.
Elimizde her zaman mesela; +1'lik bir pozitif değer var. Bunun hareket ile 3,4,5 veya 10 ölçülmesi çok önemli değil.
Her zaman +1'imiz var çünkü...
Bu nereden geliyor? Bu soru evrenin yaşamında cevaplanamaz bir bölümüne ait gibi... Bundan sonrasını olduğu gibi kabullenip, devam etmek doğru yol bence...
Eğer temel parçacıkların durgun kütlesi, oluşturdukları sistemin kütlesinin %1'i ise, sistemin kalan kütlesi, içerdiği parçacıkların hareket momentumlarına gizlenen enerjiden kaynaklanıyordur.
(Foton kutusundaki kütlesiz olma yaklaşımını hatırladım ama hangi konuda geçmişti, unuttum bakamadım. )
Kapalı kutu içinde tek foton olması durumu değiştirmemeli.
a) "Her yöne" hareket edebiliyorsa bu "3 boyutlu hareket" olacaktır.
b) Bu "hareketin sınırları var" ise, bu hareketi "bir titreşim olarak kabul etmek" doğru olacaktır.
Foton kutusundaki, foton her iki koşulu da yerine getiriyor ve kutu dışarıdan bir parçacık olarak tanımlanıyor. Evren ile bu sistem yapısı etkileşime girince kütleli olarak tanımlanıyor.
Ancak bu bir parçacık yaklaşımı yani benim kütle tanımıma pek uymuyor.
Aslında çoğu kısmı benzer. Fark foton kutusundan geliyor.
* Parçacık yaklaşımı; bu kütlesiz kutunun içine hapsolmuş temel parçacıklar üzerine kurulmuş gibi.
* Bana göre ise, bu temel parçacıklar oluşturdukları sistem içinde titreşirken, bu alanı işgal ederek kendilerine bir sınır oluşturuyorlar. Yani kutuyu kendileri belirliyor ama kutu yok, sadece titreşimin sınırları var.
Geri kalan kısmı ana anlatımda benzer; uzay-zaman dokusu ile etkileşime giriyor ve kütle oluşuyor.
Not1: Eğer foton kutusunun fiziksel boyutları 1 Planck mesafesi altındaysa, fotonun ışık hızı sınırlamasına tabii olmasına gerek kalmayacak. Tahminim "zaman" da bu durumdaki foton için olmayacaktır.
Evrenimizde ışık hızını belirleyen şey uzay-zaman dokusu, bu dokunun en küçük birim hacmi içindeki bir nesne için, dokunun sınırlayıcılığı olmamalı artık.
(...Tabi ışık hızında gerçekleşen bu hareketler çok hızlı olduğundan kutunun 6 yüzeyine de mutlaka çarpacak ve sonuçta 3 boyutlu hareket ediyormuş gibi bir etki yaratıyor olabilir.)
Denizin yüzücüye uyguladığı direnç kuvvetinin, su molekülü içinde de aynı şekilde geçerli olması gibi bir şey olurdu. Mantıklı değil.
Not2: Atom modellerini inceliyorum (hala) ... Elektron ve foton ile uyarılan atomların durumu ilginç... Uyarılma, absorbe etme, ışıma hep belli enerji seviye ve katlarına bağımlı... Burada dikkatten kaçmış ve olduğu gibi kabullenilmiş bir şeyler var gibi...