\"Enerjinin eksi değerlere inebilmesi\"... Sanırım düşüncelerimizde farklı olan nokta buradaki bakış açısından kaynaklanıyor.
Başka bir yazınızda, sanal sayılardan bahsetmiştiniz. Bende bahsetmiştim (Farklı kavramlarda belki ama,) kavramları tanımlarken bu sanal sayılara ihtiyaç duymuştuk.
Sanırım sizinde başlangıç noktanız bu yaklaşımlardan başlamıştır. \"Bildiğimiz ve var oluş ve olmayış üzerine dayalı evren modelinde sanal sayıların yeri ne?\" Diye düşündüm.
Sizin evren ve ilişkilerini tanımlamanız bana göre, daha fazla güncel ve geçerli olan fizik kanunlarını ve bilgilerini içeriyor. Yani evreni daha çok parçacık temelli güncel fizik üzerinde algılıyorsunuz gibi geliyor. (Bu yüzden de yazdıklarınız bilimsel açıdan benimkilerden çok daha dolu ve verimli ...)
Ancak biliyoruz ki, günümüz fiziği her soruyu cevaplayamıyor. Bence bunun altında yatan temel neden, bakış açısı... Batı kültürü tüm mantık sistemini, \"0\" (Sıfır) ve \"1\" (bir) üzerine kurmuş. Yani varlık ve yokluk üzerine. Aradaki olasılıkları da yüzde oranları ile hesaplamaya dahil etmiş.
Eğer bu mantık sistemine sanal sayıları dahil edersek ???
O zaman mantık sistemimizi değiştirmek gerekiyor. (-1) , (0) ve (1) ...
Bu mantık sisteminde sıfır (0) denge, eşitlik noktası oluyor. Bizim yokluk- hiçlik olarak tanımladığımız bu noktayı, bir eşitliğin denge noktası olarak ele alırsak , sanal sayılar da uygulanabilir bir gerçeklik kazanıyor.
Sıfır noktası, içinde çeşitli potansiyeller barındıran bir nokta oluyor. Ki biliyorsunuzdur sanırım, matematikte, \"sonsuz adet sıfır\" vardır. (Böylece bu kavramda bir anlam kazanıyor.)
Bir sıfır noktasının içerdiği potansiyeli bilemeyiz. Ölçümlediğimizde hep aynı değeri-sonucu alırız. Ama her sıfır noktası, birbirinden farklı oranlarda potansiyel içeriyor olabilir. (örn: -1 , ile 1\'in sıfır noktasının potasniyeli ile -4 ile 4\'ün sıfır noktası potansiyellerinin karşılaştırılması gibi...)
Bu fizikle matematiğin fazla iç içe olduğu bir durum, benim matematik bilgim yetersiz.)
Buradan varmak istediğim sonuç, enerjinin bir işareti olmasından ziyade, potansiyelinin bir yönü işaret ediyor olması. Yani enerji, aynı enerji onu bizim pozitif ya da negatif tanımlamamıza neden olan şey, kendisini gösterdiği alanın yönü.
Parçacık temelli fizik, maddenin ve enerjinin varlığı üzerine kurulu olduğundan, nötr olma durumunu hiçlik olarak tanımlıyor. Ama zıt eğilimini hesaplayamıyor.
Dalga fonksiyonu olarak ele aldığımızda ise, dalgaların tepe ve dip noktalarını (1) ve (-1) olarak tanımlarsak, yatay orijin tam ikisinin eşit olduğu noktaya düşüyor.
(Bu da aynı zamanda anti-maddenin nerede olduğunu cevaplıyor.)
Entropiye çok önem atfetmiyorum. Zaman\'ın fiziksel hareketinden kaynaklı bir bozulma (=kuvvet uygulama) olarak ele alıyorum çünkü.
Eğer evren dışında entropi var ise, bence, farklı değerlerde de olsa \"zaman\" da var olmalı.
(Bu arada varsayımınız \"idare ediyordan\" çok daha fazlasını ifade edecek gibi gözüküyor. )