Evrimi, entropinin doğal bir sonucu olarak ele alın. Sürekli maddeler yer değiştiriyor, geçici olarak sistemlere katılıp ayrılıyorlar ve her seferinde yeni sistemler oluşturuyorlar. Maddeler için güneş sistemlerinin oluşması, patlaması, yeniden sistemlerin oluşması da bu açıdan evrimdir. Şu an dünya üzerindeki tüm maddeler, güneşimizden önceki başka bir güneşin patlamasından kalan maddeler. Onun daha büyük olduğunu düşünürsek, ömrü daha kısa idi. Yani o da çok daha büyük bir yıldızın kalıntısından oluşmuş olabilir.
Canlılar içinde evrim benzer, her canlı türü içinde bulunduğu sisteme adapte oluyor ama sistemler değiştikçe, o da değişiyor. Ama esas sorunuza gelirsek, akıl. Dünya üzerinde halen, insandan başka akıllı ve zeki canlılar var. Örneğin, kargalar, yunuslar, ahtapotlar, şempanzeler, kediler, köpekler hatta karıncalar. (Karıncalar ve arılar sibernetik zekâ için çok önemli örnekler, tek başına iken bir baytlık zekası olsa bile, koloni halindeyken milyonlarca baytlık veri işleyip, sistemler organize edebiliyorlar.) Buradan "Aklı", bilgi iletişim ve işleme, değerlendirme olarak yorumlayabiliriz. Buna göre de değişen şartlara tutum, davranış ve duygusal tepki olarak "anlık”, evrimsel gelişim olarak aktarılmış bilgi olarak "süreç" içinde cevap veriliyor. Bilinci ise, bunun farkında olma ve yönlendirilebilmesi olarak da ele alabiliriz. Şu an dünya üzerindeki mevcut canlıların içinde bilinç düzeyi en yüksek olanı insanlar.
İnsan ise buna zorlandığı için ulaşmıştır. Yani değişen koşullara uyum çerçevesinde, hayatını devam için en verimli yollardan biri olarak geliştirmiştir. Dini açıdan ele alırsak bunu, Allahü Teâlâ’ (C.C.) nın insanı yaratmasının bir parçası olarak ta düşünebiliriz. Sonuçta O'nun için sadece "bir an" bile değil bu süreç, her şeyi sebepleri ile yarattığını da düşünürsek, insanı yaratmasının da benzer sürece tabii olması doğal olmalı.
Tabii burada "insan olmak" ne demek? Sorusu geliyor. Eğer beyniniz bir köpeğe nakledilse, bu düşünce, bilgi ve bilinç ile dünyayı görseniz, ( beyin naklinin önündeki engeller biyolojik sadece ama uygun teknoloji olası ), siz hala insan mısınız? Yoksa köpek mi? Doğal olarak insansınız. Çünkü insanı insan yapan şey, vücudu değil, bilinci ve aklıdır.
Geçmişte milyonlarca yıllık süreçte, dünya üzerinde başka canlılar oluşmuş ve bizim gibi kendi kendilerini yok etmiş olabilirler. İnsanın kökeni en fazla 8 milyon yıl. Homo Sapiens'ın ki 200 bin yıl, Modern uygarlığın ki 5 bin yıl. Şu anki teknolojimizin ki ise, 200 yıl. Bu gidişle kendi kendimizi yok etmemize de 200–300 yıl var. (Bu dünyayı tüketim düzeyiyle)
En kalıcı atık madde plastik, doğada 1000 yıl kadar kalabiliyor. Yani dinozorlardan bu yana 65 milyon yılda, her 10 milyon yılda bir akıllı bir canlı (insan) oluşsa 6 defa olabilirdi. Dünyanın üzerinde 500 milyon yıldır ortalama yaşam olduğunu düşünürsek bu 50 defa mümkün olabilirdi. Ve hiç bir kalıntıları kalmazdı, hepsi çözünmüş olurdu doğada.
Yine de bilinçli akıl kolay oluşan bir şey değil. Yoksa dinozorların 300 milyon yıllık hâkimiyetinde en azından ya da aradaki süreçte akıllı bir canlı gelişebilirdi. Bunu akıllı bir canlı oluşumu için gerekli ve yeterli bilginin DNA da daha birikmemesine bağlayabiliriz. Ya da daha büyük bir ihtimalle zekânın ve aklın gelişmesi için canlıları zorlayacak ağır koşulların oluşmamasını veya oluştuğunda ise canlıların buna adapte olma sürelerinin yetmeden, türlerinin yok olduğuna bağlayabiliriz. Belki de uzaylılar olarak nitelene UFO'lar belki de dünya da yetişmiş ve ayrılmış bir ırkın dünyayı tekrar ziyaretleri, ilgileri olarak da düşünebiliriz. Her şey olası, ama kesin değil. Aynı şekilde gelecekte, homo sapiens'in yerini alabilecek başka bir akıllı canlı türü, başka bir insan ırkı, mümkün. Bu tamamen şartların zorlamasına, canlının uyum yeteneğine ve tercihlerine ve zamana bağlı bir şey...
Olmaz da, olur da demek mümkün değil.