Öncelikle bilinçaltı biraz eskimiş bir deyiştir. Günümüzde biliçdışı kavramı onu sınırlayarak yerini almıştır. Beynin çevresiyle etkileşime geçip tanıması bilinçtir. Ancak bu etkileşimler o kadar çoktur ki beyin bunları otomatiğe alma eğilimindedir. İşte o zaman biliçdışı devreye girer. Bir hata olduğunda, beklenen sonuç ortaya çıkmadığında ya da bilinç devreye girmek istediğinde kontrol yine bilince geçer. Kısaca bilinçdışı beynin enerji tasarruf yapmasıdır diyebiliriz.

Öncelikle bilinçaltı biraz eskimiş bir deyiştir. Günümüzde biliçdışı kavramı onu sınırlayarak yerini almıştır. Beynin çevresiyle etkileşime geçip tanıması bilinçtir. Ancak bu etkileşimler o kadar çoktur ki beyin bunları otomatiğe alma eğilimindedir. İşte o zaman biliçdışı devreye girer. Bir hata olduğunda, beklenen sonuç ortaya çıkmadığında ya da bilinç devreye girmek istediğinde kontrol yine bilince geçer. Kısaca bilinçdışı beynin enerji tasarrufu yapmasıdır diyebiliriz.

Öncelikle bilinçaltı biraz eskimiş bir deyiştir. Günümüzde bilinçdışı kavramı onu sınırlayarak yerini almıştır. Beynin çevresiyle etkileşime geçip tanıması bilinçtir. Ancak bu etkileşimler o kadar çoktur ki beyin bunları otomatiğe alma eğilimindedir. İşte o zaman biliçdışı devreye girer. Bir hata olduğunda, beklenen sonuç ortaya çıkmadığında ya da bilinç devreye girmek istediğinde kontrol yine bilince geçer. Kısaca bilinçdışı beynin enerji tasarrufu yapmasıdır diyebiliriz.

Beyin uykuya dalarken titreşimlerini azaltır. Alfa, beta,gama,teta gibi gün içinde belirli dalgalar yani titreşimler yapar. Bu beynin çalışma ritmini bizlere gösteren kısmıdır. Bir insan uyuyunca beyinde ki titreşimler azalıyor. İşte orada beyinde bir bilgi akışı oluyor. Yani bellek kayıt sistemi devreye giriyor. O gün neleri gördüysen ve gördüğün o şeyler sende daha önce kayıtlı olan neleri çağırıştırıyorsa birbirine yakın olan ve alakadar olan bilgiler (tabi bu benim düşüncem veya teorim) ya da bir birini anımsatan bilgiler aynı sinir hücresinde (nöronda) bir titreşim oluşturduğu için çünkü çağrışım yaptırıyor, bir etkileşime giriyor ve titreşim oluşturuyor. Bu titreşim de senin beyninde ki hayal mekanizmanı çok kısa bir süreliğine (çünkü titreşim o kadar sürüyor yedi saniyeydi sanırım) aktif ediyor. Ve rüya görüyorsun. Benim düşüncelerim bu yönde =)

Ben rüyamda baya baya film senaryosu gibi rüya görüyorum. Bu senaryoyu kim yazıyor?

Asıl soru şu? Çok yüksek bir yere çıkmıştım şu rüyam aklıma geldi.. Yğksek bir yerden aşağı atlıorum ve tam düşecekken uyanıyorum bu hep böle ya uyanmasam ne olur... Yada bunu gerçek hayat ta yaparsan ne olur? Ölürmüsn yoksa uyanırmıısn?.. Ve rüyaları çığır açan matrix filmindeki gbi düşğnğrsek matrix içinde ölen gerçek haytta da ölğyordu.. Çünkü beyin ölüyodu.. rğyanda başna bişey gelirse gerçkte de uyandığndada bunun etkisni görüosun malüm erkekler bilir o olayı:) demem o ki rüyada biri sizi dövse burnunuzu kırsa uyandığınızda ne olur?

İnsan 7 dakika içinde uykuya dalıyor. Uykuya dalma şekli ise düşünerek oluyor. İnsan uykuya dalmadan önce beyni farklı bir dalga da titreşiyor. İnsan uykuya daldığında ise titreşen dalgalar titreşimini azaltıyor. Yani insan düşünceleriyle beynine ince ayar yapıyor ve beyninin titreşimini azaltıyor. O titreşim ise bizi uykuya ve bilincin kaybolmasına götürüyor. Yani bilinçli sinirsel iletim kapanıyor sadece otonom sinir sistemi (organların fonksiyonlarını çalıştıran iletim) çalışıyor. Ve uyanacağı zaman insan yine düşünmeye başlıyor. Bu sefer titreşim sayısını arttırıyor yani bilinç durumuna geçmeye çalışıyor. Bu sırada yine düşünüyor ve o sırada rüya görüyor. Bu uyurken de aynı şekilde aslında insanlar rüya görerek uyur. Ama genelde bunu hatırlamazlar. Çünkü uykudanuzun bir süre geçmiştir ve beyin bilgileri nöronlara işlemeye başlamıştır nöronlar kendi arasında beynin farklı bölgelerinde karmaşık olarak bir iletim oluşturmuştur. Uyanırken ve uyur ken rüya görerek uyanır ve uyuruz. Bunu sağlayan durum ise beynin düşünme mekanizmasıdır. Çünkü bu tür dalgalanmalar titreşimler düşünce olunca ortaya çıkar. Ve bilinçlilik durumu bunlara bağlıdır. Ortada ki mekanizma: Bilinçli bir şekilde düşünce oluşur beyin dalgası,titreşimler azalır, rüya görülür ve bilinç kaybolur yani uyuma durumu gerçekleşir. Beyin nöronlara bilgileri işler nöronlar diğer nöronlarla bağlantı kurar bu sırada otonomdadır ve bilinç dışı olduğu için titreşimler de ki fark illaki vardır ama bilgileri nöronlara geçerken bunu farkettirmeyecek kadar uyku düzeninde düşük titreşimlerle dalgalarla aynı derece diyebileceğimiz bir şekilde yapar. İşte bilinç denilen kısım orası ile alakalı bir kısım. O dalga ve titreşimin bulunması gereklidir. Bilinç dışı bilgi aktarımı gerçekleşmiştir çünkü orada. İşte bilinç oradadır. Bu şuna benzer: Bilinçli olarak da nefes alabilirsiniz, ama genelde bilinçsiz olarak nefes alıyorsunuz. Umarım düşüncelerimi aktarabilmişimdir. Yanlışım varsa düzeltirseniz sevinirim.

Uykuya geçiş bilinçli bir şekilde olmaz . Yada bilinçli bir şekilde ( yatmadan önce belirlediğin bir saatte ) uyanmazsın . Biyolojik saatin 06:00 \' dır ve 6 da kalkarsın ama buda bilinçli değildir \'\' bilinç-dışı \'\' dır . Tıpkı nefes almadan , attığımız adımın uzunluğunu düşünmeme de , araba kullanırken düşünmeme de olduğu gibi . Uyanırken herkes rüya görmez , eğer bir beyin REM esnasında uyandırılırsa o rüyanın belirli kesitlerini hatırlayabilir . Bilinç ve bilinç-dışı farkını çok güzel açıklamışsınız fakat uyku nedir , beyinde uykuyu ne tetikler , beyinde zaman filtreleri nerede bulunur , molekülel hücrelerin biyolojik saatleri konusunu araştırmalısınız . Mesela uykuya nasıl daldığımıza yönelik bilimin verdiği en güzel cevaplardan biri \'\' ışık \'\' tır . Neredeyse bütün canlılar \'\' hayat kronometrilerini \'\' ışığa göre ayarlar . Öglenadan , sapienslere kadar . Birkaç yer doğru fakat genel olarak okuduğum kitaplara , makalelere çok ters şeyler yazmışssınız . Belkide datayı yanlış yorumladınız , bende de çok oluyor nedense .(: @kabuto

Sizde benim yanlışım varsa düzeltin , yada kaynaklarımızı paylaşıp birlikte düşünüp , iki beyin ile en mantıklı açıklamayı buluruz belki . (:

Uykuya geçiş konusunda zaten bilinçlilik olmadığını vurguluyorum. Ben oraya gerekli koşullar sağlandığında yazmayı unutmuşum.=) (Yorgunluk,ışık vs.) İnsanlar zaten sürekli düşünür. Yani düşünmediği bir anı yoktur. İnsan yatağa başını koyduğunda gün içinde yaşadığı olayları düşünmeye başlar. Bu düşünme de gerekli koşulların da yardımı ile beyinde farklı dalgalanmalara titreşimlere geçmesini veya oluşmasını sağlar. Uyurken daha az dalgalanma, titreşim oluşur mesela. Ve bunun bilinçli olduğu kısım 7dakika sürüyor. Tabi bu uyurken geçerli. En geç de diyebilirim tabi. Moleküler olan bir hücre ben tanımıyorum =) Sanırım orada hücrelerin biyolojik saatini sormuşsunuz. Evet o konuda eksiğim var. Hücreler de biyolojik saat\'in tanımını ve bu durumun ne olduğunu gerçekten de araştırmam gerekiyor. Uyarınız için teşekkürler =) Ben beyinde ki zaman filtreleri derken ne demek istediğinizi de anlamış değilim şuan için sanırım o da ayrı bir araştırmam gereken bir konu. Ancak ben sanırım o kısmınıda kendi düşündüklerim ile cevapladım. Kesin bir bilgi değil zaten söylediklerim sadece düşüncelerim di. Uykuyu ben şöyle tanımlıyorum. Gerekli koşullar sağlanır.(yorgunluk,ışık vs.) Gün içinde yaşadıklarını gördüklerini öğrendiklerini düşünmeye başlarsın ve bu diğer etkenler ile birlikte beyinde ki titreşimi,beyin dalgalarını azaltır. Ve bilinçli kısımdan bilinçsiz kısıma bu dalgaların titreşimleri neden olur. O sıra da bilgiler REM e nöronlar aracılığı ile aktarılır. Yani sinirler arasında bağlar oluşturulur. Öğrenmek denilen kısım buraya aittir. Veya hafızayı etkileyen kısım. Ben buraya kadar eminim diyebilirim bildiğim kadarıyla ancak buradan sonra nasıl oluyor da o titreşim,dalgalanma artıyor da bilinçsizlikten bilinçli duruma geçiyor oraya kendi düşüncelerimi söyledim. Sanırım orada bilgilerin işlenmesi bitiyor. Sinirler birbiri ile bağlantılarını kurmayı bitiriyor. Ondan sonra orada bir mekanizma bir sensör gibi bilgi aktarımı sinirsel bağlantıların bağlanması işlemleri bittikten sonra uyarıyor ve dalgalanmalar ve titreşimler artıyor. O sırada bilinç yerine gelmeye başlayınca son nöron bağlantıları etkileşimde bulunan rastgele nöron bağlantıları iletimlerini gerçekleştirerek seni düşünmeye ve o sırada kısa bir süreliğine bilinçli kısma geçmek üzere uykudan bilinçli kısma geçerken yavaş yavaş titreşimlerini arttırıyor dalgalar artıyor ve bilinç yerine gelene kadar ki o sürede rüya görüyorsun. Sanırım böyle bir durum yani bu benim düşüncemdir. Değerli eleştirileriniz için teşekkür ederim. Yine bir yerler de yanlışım var ise lütfen düzeltiniz. :) Ayrıca şöyle bir bilgi ile de bir yerde karşılaşmıştım. Herkes rüya görür ancak kimisi hatırlamaz. Bu da ayrı bir soru aslında. =)