Boşluk kavramını biz, kütleye dayalı madde tabanlı algılamamıza göre tanımlıyoruz.
Maddenin doğal formu enerjiye göre bu yönde bir tanım yok.
Örnekle açıklarsak: Su da yaşayan balık için, hava kabarcığı boşluktur. 4 yüz yıl evveline kadar hava da, boşluk olarak niteleniyordu. Vs.Vs.
Sonuç olarak boşluk, baz aldığımız en düşük yoğunluğu dahil içermeyen ortamı tanımlıyor.
Uzay boşluğu da aynı şekilde çok az madde içeriği nedeniyle boşluk bize göre.
Ama aynı uzay boşluğu, bir enerji yoğunluğuna sahip. Bize göre çok düşük olsa da bu yoğunluk nedeniyle, uzay dokusunun bir basıncı var. Biz onu sadece eski tvlerdeki karlanma olarak biliyoruz.
Bildiğimiz uzay da aynı şekilde, mevcut enerji yoğunluğundan çok daha düşük bir ortamda genişliyor.
Ama bunu iki ayrı uzay olarak ele almayın. Aynı uzay, sadece bizimki daha enerji yoğun, yayıldığı alan ise daha enerji (ortalaması) ulaşmamış bir ortam. Yoksa aynı ortam...
Bir bakıma, çok kaba bir benzetme ile soğuk su külesi içindeki sıcak su kütlesinin durumu gibi...
(Aralarındaki ikinci fark ise (bence), bizimkinin aksine o ortamda \"zaman\" yok henüz. )