Türk işinden benim anladığım şu, Çok büyük ve havalı reklamlarla sunulan intibanın çeyreği bile olmayacak bir yapım.
Bilimsel bir kafa için önce bilimsel temellere oturtulacak bir hayal gücü lazım. Oysa ülkemizde, inanç, bilimsel mantığın önüne geçmiş durumda.
Sonra bizler bir işe başladığımızda çok aceleciyiz. Sistemli bir şekilde iş planı takip etmiyoruz. İlk adımlardaki mükemmelliği ve özeni kısa zamanda kaybediyoruz. Daha sonra işin kolayına ve hatta üçkağıdına kaçıyoruz.
Başladığımız işleri bitirmeyi genellikle başkalarına bırakıyoruz.
Toplumsal Sanat görgümüz çok düşük. Resim, heykel, tiyatro gibi görsel ve estetik sanatlar bizde zayıf. Bir tabloya bakıp zevk alan, düşüncelere dalan ya da bir bale izleyip duygulanan kaç kişi var ülkemizde ???
Heykel ile kendisini ifade edenleri anlayabilen kaç kişiyiz? :-)
Oysa bilim-kurgu estetik bir zerafette içermeli. Hem kendi içinde tutarlı olmalı, hem de kişinin bakış açısını etkileyip, geliştirmeli. Bu da içerdiği bilginin, sanat ile yoğrulmasıyla mümkündür.
Yapılmasın mı? Elbette yapılsın. Başlangıçtaki hatalar ve eksiklikleri kabullenerek seyredersek. Ama onlarda bunları geliştirir düzeltirse faydalı olur. Bilimkurguyla, fantaziyi karıştırmasınlar yeterli.