Bence düşünmenin sınırı yoktur.Eğer gözleri görmeyen biri varsa karşınızda, muhtemelen o kişi düşüncelerini oluşturmada görme yerine kendi zihinsel sistemini dokunma ,işitme ve hissel faktörlerleri birleştirip bir x duyusu oluşturarak anlamlandırıyordur. Ve bu düşünceleri geliştirmede gözleri gören birinden daha üretici zihinsel gelişim gösterebilir. Yani maviyi anlattıgınızı sandıgınız sırada, gözleri görmeyen kişi, maviyi her seferinde farklı düşünebilirken, gözleri gören biri sadece mavi renk düşünmektedir.
Bunlara ek olarak düşünce birşey eğer çok düşünülürse evet unutulabilir ama yazılabilinir’de. Hatırlanabilir
Bence düşüncenin sınırı edebiyat yani kelime haznemizle ilgili ek olarak resim, heykel muzik dans vs içinde yaratıcılık yeteneginiz ile sınırlıdır hepsi bu.
Birde ölünce bitiyor çok düşünmek gerçekten bir işe yarıyor mu hala merak ediyorum.
Kulağı duymayan birinin muzigi duyamaması veya gözleri görmeyen birinin denizi gorememesi koku duyusu olmayan birinin bir çiçegi koklayamaması birde sağlığı yerinde olan birinin bunların farkında olmaması acı olmalı