Evrenin devasa yapısı düşünüldüğünde mutlaka bir yerlerde bir canlı yaşamı var olmak zorunda gibi geliyor fakat; biz \"insan\" olarak yer yüzünde henüz bir kaç on bin yıldır yer alıyoruz ki uzayla ilgimiz son bir kaç yüz yıla, ciddi anlamda uzay girişimlerimiz ise son bir kaç on yıla dayanıyor. Bilginin aktarım hızı asla ışık hızını geçemeyeceğine göre ve uzayı da toplamda bir kaç on yıldır izleyip dinlediğimize ve uzaya sinyal gönderdiğimize göre (Hadi yüz yıl önceki ilkel radyoları da katalım) koskoca evrene tespit edilebilir bir şeyler gönderdiğimizin üzerinden geçen 100 yıl demek, 200 ışık yılı çapındaki bir küre içerisinden tespit edilebilmek demektir. Yani 200 ışık yılı çevremizde bir canlı yaşamı varsa, gezegenimizden gelen garip radyo sinyallerini alabilir (Çözebilmek başka bir mesele) ki bu sinyaller giderek zayıflayacağı için yakın zamanda arka plana karışacaktır ama diyelim ki alabildiler, bu sinyalleri araştırmak da pek mümkün değil. Belki oralarda bir yerlerde de bir Wow sinyali vardır, belki onlar da tartışıyordur. Samanyolu galaksisinin 100 bin ışık yıllık çapı düşünüldüğünde 200 ışık yılı çapındaki bir küre bile çok anlamsız geliyor. Kaldı ki o 200 yıllık çapı olan kürenin içinde bir yaşam formu varsa bile onlarla iletişim kurmamız da onlarca yıl alacak (Ki gönderdiğimiz sinyali alabilecekler mi, doğru yere mi bakıyoruz, doğru yere mi sinyal gönderiyoruz doğru frekansta mı gönderiyoruz sinyalimizi ne olarak yorumlayacaklar milyonlarca soru sıralayabilirim) O yüzden uzaylı bir yaşam formu varsa bile iletişimimiz dahi çok yavaş olacağı için (1000 ışık yılı uzaklıktaki bir uygarlık mesela, sadece sinyalimizin onlara ulaştığını, anında çözülüp cevaplandığını düşünürsek 2000 yıl sürer) şu anda varlıkları da yoklukları da ispat edilebilir gibi durmuyor. Yani çok aşırı belirsiz bir husus söz konusu.