hatta başka bir makalede de evrenin ilk başlarda 2 boyutlu olarak başladığını söylüyor sonra 3 boyutlu olduğunu belkide bir kaç milyar yıl sonra 4. boyuta gecilebileceği gibi birşeyler yazıyordu...

Necmi Tüfek Sanırım söylediklerimi tam anlayamamışsın 2 boyutlu yaptığımız çizimlerdeki şekillerin zaten hayali sadece düşünce düzeyindeki şeyler olduğunu ama gerçek hayatta -maddesel hayatta her şeyin atomlardan oluştuğunu bu nedenle bizim algıladığımız ölçülere göre ne kadar küçük olsa da bir yüksekliği yani 3 .boyutu olduğunu söylemiştim. İnsan boyutlarında olmamız kağıda çizilmiş şekillerin yüksekliklerinin çok çok küçük olması onları 2 boyutlu yapmaz. tekrar söyleyeyim 2 boyutluluk sadece düşüncesel kavramdır. Ölçülerin değişmesine göre de 3 boyutlu nesneler 2 boyutlu olmaz aksi halde uçakla gökyüzüne çıktığımızda yerdeki insan ve binalarında 2 boyutlu olduğunu söylememiz gerekir ki değiliz. bir şeye 1 km yada 1000 metre 10000 cm yada 100000 mm demek uzunluk açısından bişey farkettirmez ama bunu göreceli hale getirip aslında3 boyutlu nesneleri 2 boyutlu hale dönüştüğünü söylemek insanların düşüncelerinde kavramsal hatalara neden olur. Uzay sadece neslelerin hareket edebileceği mesafe değil gezegenden galaksiye maddeden karanlık maddeye ,enerjiye tanımladığımız yada henüz tanımlamadığımız herşeyi içine alançok boyulu bir ortamdır bu yüzden uzay olmadan hareketin olup olmayacağını sormak biraz komik olmuş. sizin düşüncenizdeki uzay hiçbir madde vb olmadığı (ki bu mümkün değil) sadece iki nokta arasındaki uzaklıksa ,tek başına sadece böyle bir mesafe ile hiç bişey açıklayamazsınız. ışık hızında zaman durmaz çok kısa mesafelerde ışığın yüksek hızı nedeniyle böyle bir yanılgıya kapılırız . ışığın 1 ışık yılı mesafeyi çok hızlı kat etmesi ,fotonun o başlangıç noktasından varış noktasına ulaşması için 1 yıl boyunca mesafe katetmesi gerçeğini değiştirmez. Öyle olmasaydı uzayda çok uzaktaki oluşumları binlerce yıl sonra değil anlık olarak görmemiz gerekirdi.yani bize ışığa yada farklı nesnelere göre belirlenen tek bir zaman yok birbiriyle uyumlu katmansal zamanlar var.yani bir mesafeyi ister arabayla 1000 günde ister uçakla 1 günde isterse ışık hızında 1 saniyede git sıfıra giderek yaklaşır ama hiç bir zaman sıfır olmaz. ışığın yada enerji formlarının zaman anlayısı zaten olamaz bunu zihnimizle kavrarız.bir canlının ışık hızında gitmesi demek herbir atomunun ışık hızında hareket etmesi yani enerjiye dönüşmesi demektir ki burada zaten canlılıkta olamayacağından zamanı algılaması olamaz. ikizler kurgusunda Dünyada 30 yıl geçerken ışık hızında yola çıkana bunun bir anlık gibi olması kendisinin dünyaya döndüğünde ikizinin 30 yıl yaşlanırken kendisinin birkaç dakika yaşlanması gibi ikizler kurgusu tam bir saçmalıktır.hareket başladıktan sonra ne hızda ne kadar mesafeye gidip dönülürse dönülsün 30 yıl geçer çok hızlı giden için de yerinde duran içinde. Allience33 okuduğun makalerdeki şeyleri önce bir akıl süzgecinden geçir derim çünkü bilim adı altında yazılanların çoğu kurgu yani kafalarından uydurdukları şeyler ,gerçekliği yok. bir ölçüm ,deney,tekrarlanıp sınanan doğrulanan bir şey var mı yok ,sallıyorlar kim yerse

http://khosann.com/buyuk-patlamada-sasirtan-varsayim-evren-2-boyutlu-basladi-4-boyutlu-oldu-ve-gelecekte-5-boyutlu-olacak/ @Necmi Tüfek, @Murat Kılıç yukarıdaki linkte yazılanların doğruluk payı...makaleyi buldum işte :D

Murat Kılıç Anladığım kadarıyla siz Görelilik Teorilerini ya yok sayıyorsunuz, ya da öğrenme zahmetine katlanmamışsınız. Ya da daha kötüsü bunları biliyor ama bazı nedenlerle yanlış oldukları gibi bir sabit fikre kapılmışsınız. Her neyse, beni ilgilendirmez. Zaten bilim bir eğitim meselesidir. Bilimsel bilgi, ispatlanabilen, doğru olduğu kanıtlanabilen bilgidir ve kimsenin doğrudur yada yanlıştır demesiyle değişecek değildir. Ben sadece son bir şey söylemek isterim. (Ölçek konusunda) İnsan boyutundayken kağıt üzerine çizilmiş bir şekil iki boyutlu olarak algılanır. Çünkü o bir şekildir. Örneğin bir kuş şeklidir. Şimdi ölçeği parçacıklar düzeyine getirelim. Yani biz de parçacık boyutunda olalım. Şimdi gördüğümüz üç boyutlu grafit atomlarıdır. Ama şimdi de resmi yani kuşu göremiyoruz. Artık uzaktan bakıp kuş resmi diyeceğimiz bir şey yok. Sadece grafit atomları var. Bir şeyler anlamını kaybetti. İşte büyük boyutta da parçacıkların üç boyutlu olması anlamını kaybetti. Tüm anlatmak istediğim bu... (Ölçek farkı en azından 10^18 yani 18 sıfırlı bir rakamdır. Yani bizim görsel olarak algılama sınırımızın çok üzerindedir. Uçaktan bakıp görülemez.) Düşüncelerinizi paylaştığınız için teşekkür ederim. Tekrar cevap yazmanıza gerek yok. Aynı yerden bakmıyoruz ve daha fazla uzatmanın da gereği yok.

murat kılıç, ışık hızında zaman durur. Sadece hesaplar değil, uygulamalarda hesaplamaları doğrulayacak şekilde bu görüldü. Tek sorun ışık hızına çıkamayışımız. Ama yaklaşabiliriz ve yaklaştıkça hesaplar la uyuşuyor. O zaman ulaşınca da durması lazım. Kaldı ki, \"zaman\" ı soyut bir kavram olarak gördüğünüz için, 2 boyutlular için zaman\'ın etkisini anlayamamışsınız. 2 boyutlular için zaman yoktur. Ama 2 boyutlular zamanın etkisi altındayken 3 boyutlu olurlar. Zaman bir ölçüdür. Hareketi ölçmeye yarar. Hareket gibi soyuttur. Ama elle tutulur sonuçları vardır. Hız artınca zaman yavaşlar çünkü hareket ve zaman zıt ilişkili boyutlardır. Daha önce hızın bir boyut olduğuna aklım yatmamıştı ama artık mantıklı geliyor. Olayları baktığınız çerçevenin genişliğine göre değerlendirirsiniz.

Necmi Tüfek Bence de daha fazla uzatmaya gerek yok .ben göreliliği yok saymıyorum yanlızca yanlış olan kısımları olduğunu söylüyorum einstein çok zeki biri olabilir çok doğru şeylerde bulmuş olabilir ama bu onun her söylediğinin doğru olduğu anlamına gelmez.Kütle çekim konusunda bulduğu çok doğru şeyler yanında görelilik içindeki bazı mantık hataları nedeniyle (çok doğru olarak, göreli olarak düşünüp oluşturduğu kavramların aslında bir bütün yapının farklı katmanları olduğunu görmeyip ;farklı farklı olgular olarak düşünüp bunları sadece birbiri üzerinden değerlendirdiğinden) hayatının sonuna kadar uğraşmasına rağmen her şeyin teorisi denen şeyi oluşturamadı. Bir insanı gerçekte asla mümkün olmayan sadece atomik düzeydeki nesnelerin ulaşabileceği ışık hızında hareket edebilirmiş gibi düşünüp -ki ışık hızında da zaman vardır- bunu alıp insan boyutunda da bu hızda hareket edebileceği üzerinden bir zaman algısı oluşturulursa ikizler kurgusu ,zamanda yolculu yapılabileceği, büyükbaba paradoksu gibi temelde bir kavram hatasına dayanan saçma sapan kurgular ortaya konur, bir sürü boş insan düşünmeden kabul eder sonra çokça film yapılır insanlarda bu kurgu filmlerini gerçek, doğru zanneder. düşüncelerinizi paylaştığınız için bende size teşekkür ederim. cahille tartışılmaz \"ışık hızında zaman durur\" \"tek sorun ışık hızına çıkamayışımız \" :-) beni çok güldürdü madem ışık hızına çıkamıyorsun ışık hızında zamanın durduğunu nerden biliyorsun nasıl foton düzeyine inip de deneyimliyorsun .bişeyler yazmışsın ama ne yazdığını sen de bilmiyorsun.üstüne konuşmaya değmez.

murat kılıç.. Tamam... Seninle tartışmayacağım.

Konuyu uzatmak için değil ama bilimsel bir şeyi söylemek isterim. Bizde parçacık hızlandırıcı teknolojisi yok. Bu yüzden birebir bilgi sahibi değiliz. Ama Cern\'de çalışan bilim adamlarımız var. Parçacık hızlandırıcıda Einstein\'in ileri sürdüğü gibi zaman genleşmesi gözleniyor. Aslında çok kısa ömürlü olan parçacıklar gerekenden çok daha fazla yaşayabiliyorlar. Yani ışık hızında zaman genleşmesi palavra değil. Zaten palavra olsaydı şimdiye kadar çoktan Einstein\'in ipliğini pazara çıkarırlardı. Tüm dünya bilim insanlarının hepsi birden komplocu değildirler sanırım. Hatta zamanında Einstein\'a karşı yüz bilim adamı birleşip bir bildiri, kitap gibi bir şey yayınlamışlar. Einstein\'a bir gazeteci sormuş \"Size karşı yüz bilim adamı teorilerinizin yanlış olduğunu iddia ediyorlar, ne diyorsunuz?\" demiş. Einstein şöyle cevap vermiş. \"Eğer teorilerimde bir yanlışlık olsaydı yüz tanesini bırak, bir tanesi bile yeter artardı.\"

@Necmi Tüfek, @Murat Kılıç https://hemsnobhemgeek.wordpress.com/2010/03/24/kutle-cekim-kuvveti-diye-bir-sey-yok/ göreliliği yok sayan bir yaklaşım...bir bakın derim...mantıklı tarafları var mı yok mu. fizikçi olmadığım için kullandığı terimleri fazla anlamadm.

Alliance33 Önerdiğiniz linkte özel bir şey yok. Einstein\'ın kafasında yandığı söylenen ampülün açılımı şöyle; Güneşin ağırlığı uzayı büker. Bükülen uzayda gezegenler ve diğer cisimler düzgün ve doğrusal gitmeye çalışsalarda uzayın bükümüne uygun olarak güneşin etrafında dönmek zorunda kalırlar. İşte Einstein\'ın eşdeğerlik ilkesi olarak belirlediği şey budur. Yani kütleçekimine eşdeğer, gezegenlerin güneşin etrafında dönmesini sağlayan eşdeğerlik uzayın bükülmesidir.

işte benim anlamak istediğim makaleyi yazan neye göre izafiyeti yok sayıyor.yani yazar 100 yıllık izafiyeti sildi attı burada.

Yanlış bir algı yaratılmış sanırım. İzafiyet yok sayılmıyor. Einstein kendi kuramını yok sayacak bir alternatif getirmiyor. Sadece bunu dile getiren kişi Einstein\'ın eşdeğerlik ilkesini birbirini yok eden karşıt şeylermiş gibi gösterip yanlış bir algı yaratmış oluyor. Şimdi \"neden\" eşdeğerlik ilkesi gerekmiş diye sorabilirsiniz... Kütleçekim teorisi çekim kuvvetinin gerçekleşmesi için \"graviton\" adı verilen parçacıklara gereksinim duyar. Kütleçekim bir \"alan\" dır ve dalgalanmayı sağlamak için kütlesiz parçacıklar gerekir. Ama ne yazık ki bu parçacıklar bizim ölçeğimizle tespit edilemeyecek kadar küçüktür. Yani şimdilik \"sanal\" konumdadırlar. Bir kütleçekim hesabı yapmak için bir denklem kurabilirsiniz. Sonuçta uzaklığın karesiyle ters orantılı olduğu biliniyor. Ama gravitonlarla hesap yapmak imkansız. Çünkü hesaba katacağınız bir değerleri yok yani bilinmiyor. İşte o zaman eşdeğer olarak uzayın bükülmesini kullanabilirsiniz. Güneşin ağırlığı biliniyor. Bu sayede (yine tüm gezegenlerin ağırlığı da hesaplanabilir) ne kadar ağırlığın uzayı ne kadar büktüğünü hesaplayabilir ve güneş sisteminin kütleçekimsel denklemini kesin bir doğrulukla ortaya koyabilirsiniz. Sonuçta izafiyet teorisi yok sayılmak için eşdeğerlik getirilmemiş. Eşdeğerlik, sadece denklemleri kurabilmek için Einstein\'ın bulduğu bir yol. İnsanlar ne kadar kötü değil mi? İnsanı kendi silahıyla vurabiliyorlar ve dünyanın gelmiş geçmiş en büyük ikinci beynine teşekkür edecekleri yerde böyle yanlış algı yaratarak önemsizleştiriyorlar. Ya da siz yanlış anlıyorsunuz.

aslında ben yanlış anlamadım :) bu makaleyi yazanın neye dayandırarak bunları yazdığını çözmeye çalıştım ama çözemediğim için sormuştum...yani sürekli kendine göre birşeyleri açıklamış ama dayanak veya kanıt göstermemiş. @Necmi Tüfek engin bilgilerinize teşekkür ederim :)

aslında benim aklımda çok deli sorularda varda bakma şekillerle sormam lazım yoksa kelimelerim yetmiyor :)