Uzayın niteliği ve dokusu hakkında kimse bir şey bilmiyor.
Çünkü bu güne kadar maddeyle ve ışıkla her hangi bir etkileşimi olduğu konusunda hiç bir veri yok.
Einstein özel görelilik teorisinde ışık hızının sabitliğini ispatlarken bu hızın \"boşlukta\" sabit bir değer gösterdiğini kanıtlamış oluyor. Eğer bu boşluğun muhtevasında her hangi bir etken varsa işte o zaman bazı problemler çıkar. Genişleme yüzünden bu dokunun bozulacağı düşünülebilir. Uzayın dokusunda değişiklik olursa da ışık hızının sabitliği tartışılır duruma gelir.
Diğer yandan, genel görelilik teorisinde, bir cismin ağırlığının çevresindeki uzayı büktüğü konusunda \"garavitasyon\" teorisine eşdeğer bir çıkarımda bulunmuş ve şimdiye kadar bu kuram tazeliğini korumuştur. Ama bu kuramda bile bükülen bu uzayın kendisinin denklemlere etki eden her hangi bir girdisi (enerji veya kuvvet açısından) hesaba katılmamıştır.
\"Büyük yırtılma\" diye ortaya atılan teori bence sadece tahmini bir spekülasyondur. Evrenin sonuyla ilgili üretilen senaryoların en zayıf olanıdır diye düşünüyorum.
Evrenin genişlemesi büyük ve bağımsız sistemler arasındaki uzayı genişletir. Kendi içinde kütleçekim gücüyle bir arada tutulan sistemlerin içindeki uzayı genişletmez. Bu yüzden genişleme evren bazında çok hızlansa bile galaksi sistemlerinin varlıklarını muhafaza edeceklerini düşünüyorum.