0

Diğerleri biraz ihmal edip iletişim ve etkileşime öncelik verirsek , evrensel özelliğe haiz bir iletişim ve etkileşim davranışında iletişimin gerçekleşmesini kabul ettiğimizde taraflarından her birinin aynı zamanda gözlemci olduğunu da kabul etmek durumundayız! Yine insansı olmasa da iletişimin taraflarından her birinin kendi varlığı ve yapısına özgü bir değerlendirme sistemini kabul etmek zorundayız. Siz böyle bir sisteme insansı bazda düşünme tarzı ve mantık diyebilirsiniz ama hiç bir varlık insan olmadıkça insan gibi bir yapıya ve ona ait değerlendirme sistemine sahip olmak zorunda değildir! Oysa cansız da olsa varlıklar arasında ışınım yayını ile kimyasal bir iletişim ve etkileşim söz konusu olduğunda aynı türden farklı elemanların iletişim ve etkileşiminde aynı sonuçlar ortaya çıkıyorsa bu süreçte de insanınkine benzer bir değerlendirme sisteminin olduğu ortaya çıkar. Kaldı ki insanın düşünce tarzını ve mantık sistemini oluşturan beyin hücrelerinin alt kimyasal yapı elamanlarını yadsımayacaksak sözünü ettiğimiz cansız varlıklar arasındaki bütün kimyasal iletişim ve etkileşim sürecinde de şartlar ve tarzlar gerçekleşmektedir. Atom altı parçacıklarda bu iletişim ve etkileşim süreçleri düşündüğünüz şart ve tarzda gerçekleşmiyorsa zaten insanlarda ve insanların beyninde de gerçekleşmiyordur! Bilinçten bahsetmişsiniz , bilinç baştan sona algılanın farkındalığıdır. Sizin insan olarak sahip olduğunuzu zannettiğiniz bilinç , sizi meydana getiren atom altı parçacıklarda yok ise sizde nerede oluşuyor?

Irfan Isgör 8 yıl önce 0
0

zaten herhangi bir cansız maddenin insansı düşünme tarzı ve mantığında olduğunu ifade etmedim... yani en kısa şunu diyebilirim tabi ki net bir cevap veremeyeceğim... ben hala insanoğlunun evreni ve yapısını algılayabilmesi için çok uzun yollar kat etmesi gereğini düşünenlerdenim... sorunuza şöyle bir felsefi yanıt getirmeye çalıştım... biz nasıl sorusuna cevap verememişken neden sorusuna nasıl bir bakış açısıyla yaklaşabiliriz... bu soruya cevap verebilmek için oldukça benciliz... hatta evreni sadece kendimizin algıladığını düşünüyoruz... bu karadelikler olsun yıldızlar gezegenler olsun veya atom çekirdekleri bizim mantığımızın anlayamayacağı çok derin bir bilinç veya başka bir sisteme sahipler... öyle ki bu kavramlardan sadece \'bilinç\' bizim benliğimizde ortaya çıkmış... ve biz her olayın farklı bir yansımasını kendi algımızda buluyoruz... karadelikler vs. başka boyutlarda çok farklı anlamlar ifade edebilirler. yani evreni bir deniz olarak kabul edersek bizim algılayabildiklerimizi de avucunuza alacağınız su olarak düşünün... bilinç hakkında da bir yorum getireyim... bilinç algının farkındalığıdır evet... fakat ne kadar algınızın farkındasınız acaba? ya da algıladıklarınızın doğru olduğundan emin misiniz? bir hayvanın da bilinci vardır... kendisini az çok nitelendirebilir ve sahibini tanır... evinin yolunu bulur... peki siz tam bir bilinçe sahip olduğunuzu nasıl anlayabildiniz? fotonlardan başka evreni algılamakta kullandığınız bir duyu veya parçacık var mı? sadece bunların var olduğuna dair nasıl kesin gözüyle bakabiliyorsunuz?

Doğukan Şimşek 8 yıl önce 0
0

Algılarımın farkında olabildiğim kadar farkındayım ama hiçbir zaman tam ve yeterli bir bilince sahip olduğumu ifade etmedim , etmem de! Gözlemlerim ve algılarımın sonunda oluşturabildiğim varsayımlarımın doğruluğunu araştırıyorum , diyelim. Şöyle düşünelim ; 100 yıl kadar öncede atom için maddenin bölünemeyen en küçük parçası diye bilimsel! bir tanım yapılmıştı. Büyüklükte nasıl ki bir sınır koymak mümkün değilse küçüklükte de sınır koymamak gerekir diye düşünürüm. Eğer bir varlık ışınım yayını vasıtası ile kendini algılatabiliyorsa ki hatta bu tanıma ışınımın kendisi de dahildir mutlaka bir alt yapısı daha vardır. Hatta ışınım yaymayan fakat oluşturduğu etkisi ile varlığı kanıtlanan nötrinoların dahi alt yapısı vardır. Ancak günümüz bilimin olanakları ile 10 üzeri (-) 22 seviyesinden daha ileriye inmek mümkün değildir. Sonuçta ne kadar küçük veya büyük olursa olsun evrende var olan her şey sayısı belli olan genel davranışları göstermek zorundadır. Varlığını , yapısı sürdürmek durumunda olan maddi veya gayri maddi var olan her şey bu genel davranışları göstermek zorundadır aksi halde varlığını sürdüremez! Böyle bir evrensel davranış sistemi varsa ki var , bu halde bu sistemi oluşturan ve sürdüren temel kuvvetler olması gerekir. Bu temel kuvvetlerden hali hazırda 4 ü biliniyor ancak genel davranışların tamamını açıkalayamıyor. Mesela bir örnek vermek istersem elektro magnetik kuvvet temel kuvvetlerden biridir ve çift yönlü bir kuvvettir yani hem çekici hem de itici bir kuvvettir ( yine mesela kütle çekimi de evrensel temel kuvvettir ancak tek yönlü sadece çekici bir kuvvettir.) ve elektro magnetik kuvvetin varlığı ile evrensel varlıklar ki gözlemleyebildiğimiz kadarı ile bitkiler , hayvanlar ve insanlar kendilerine çekim gücü kazandırmak için koku , renk , makyaj vb. kullanmaktadırlar yine iletişim , ulaşım ve binalar çekim gücü kazanmak için her türlü teknoloji uygulamaları yapılarına dahil ederler ancak bu kazanımlar yine de herkesi , her şeyi çekmeyebilir , bazılarına itici de gelebilir! Bu nedenlerden dolayıdır ki CAZİBE KAZANMAK evrensel bir genel davranıştır ve var olan elektro magnetik temel kuvvet ile açıklanabilir. İletişim ve etkileşim de evrensel genel davranışlardan biridir zayıf çekirdek gücü ile anlam kazanıp açıklanabilir. Birlikte ve beraber olmak da evrensel genel davranıştır güçlü çekirdek temel kuvveti ile anlam kazanıp açıklanabilir. Geriye temel kuvvet olarak kütle çekim kuvveti , genel davranış olarak beslenme , üreme ve çoğalma , değişim ve başkalaşım , güvenlik ve barınma kaldı. Kütle çekim kuvveti ile hangi genel davranışı açıklayabiliriz? Beslenme , üreme , barınma , değişim ve başkalaşım ( evrim ) hangi temel kuvvetin açılımı ile açıklanabilir?

Irfan Isgör 8 yıl önce 0
0

Anlaşılan Astroloji ile fiziği birleştirmeye çalışıyorsunuz. Temel kuvvetlerle insan davranışlarını özdeşleştirmek bence boş bir çabadır. Neden derseniz; aradaki iletişimi neyin sağladığını söyleyemezsiniz. Temel kuvvetlerle insan davranışları hangi düzeyde, nasıl etkileşir? bunu açıklayamazsınız. Yani bu çabanız beyhudedir. Hiç bir bilimsel yapı ve denklem kurulamaz ve çok geniş genellemeler ve olasılıklar haricinde kesin bir çözüm sunamazsınız. Ben size sanırım bilmediğiniz bir noktayı açıklayayım, belki faydası olur. Spini 1 ve spini 2 olan parçacıkların çekici ve itici davranışlarının nedeni spinleridir. Elektromanyetik alanın parçacığı 1 spinlidir. Artı ve eksi kutuplar birbirini çeker, artı-artı ve eksi-eksi kutuplar birbirini iter. Kütleçekim parçacığı 2 spinlidir. 2 spinli parçacıklar 1 spinlilerin tersine davranırlar. Aynı yükler birbirini çeker, zıt yükler birbirini iter. Yani kütle çekim kuvveti sizin söylediğiniz gibi tek yönlü bir kuvvet değildir. Evrenin genişlemesine katkı sağlayan kara enerji itici kütle çekime sahiptir. Yani graviton ve kara enerjinin parçacığı bir birlerini iterler. (Spinlerinden dolayı). Bu konu henüz tam olarak açıklığa kavuşmamış olsa da denklemlere ve hesaplara gayet uygundur ve görünen köy kılavuz istemez niteliğindedir. Temel kuvvetlerin insan davranışlarını düzenlediğini iddia ediyorsanız bunu ikna edici bir şekilde izah edip hesabı kitabı yapılır bir düzeye getirmelisiniz. (Hele zayıf çekirdek gücü neye anlam kazandırır ve bu nasıl açıklanır doğrusu öğrenmek isterim.)

Necmi Tüfek 8 yıl önce 0