2021'de Bilim Alanında Gerçekleşen 6 Şaşırtıcı Rekor

Rekor kıran bir kara delikten şimdiye kadar elde edilen en eski hayvan DNA'sına kadar, 2021'deki keşifler bilimsel çalışmanın ve hayal gücümüzün sınırlarını zorladı.

 

En Eski Dev Kara Delik

 

Fotoğraf: Yatay bir cam kiriş üzerindeki altın küre, komşu bir kürenin (sağda) yer çekimsel çekimine tepki verir. Ölçüm, yer çekiminin çok küçük nesneler için bile beklendiği gibi davrandığını doğrular.

13 milyar yıldan fazla bir süre önce, evren sadece 670 milyon yaşında iken bir kara delik doğdu. 1,6 milyar güneşe eşit bir kütleye sahip, yeni keşfedilen süper kütleli kara delik J0313-1806, bilinen en eski kara delik rekoru sahibinden iki kat daha ağır ve 20 milyon yıl daha yaşlı. Antik dev o kadar büyük ki, gökbilimcilerin süper kütleli kara deliklerin ilk nasıl oluştuğuna dair fikirlere meydan okuyor.

 

En Küçük Ölçekte Yerçekimi

Hem Isaac Newton'a hem de Albert Einstein'a göre, kütlesi olan her nesnenin, zar zor fark edilse bile yerçekimi vardır. Bilim adamları şimdi 2 milimetre genişliğinde ve yaklaşık 90 miligram ağırlığındaki bir altın topun yerçekimini ölçtüler. Bu şimdiye kadar yerçekimi kuvveti ölçülen en küçük nesne olarak tarihe geçti. Minik römorkör, yerçekiminin çok küçük kütleler için bile tahmin edildiği gibi davrandığını ortaya çıkardı. Araştırmacılar hala, farklı fizik kurallarının geçerli olabileceği daha küçük kuantum ölçeğinde yerçekiminin nasıl davrandığını test etmek istiyorlar.

 

En Eski Karşıt Başparmaklar

Fotoğraf: Jura Dönemi'nden yeni keşfedilen bir pterosaur (resimde), ağaç dallarına tutunmak ve ağustosböceklerini ve diğer yiyecekleri yakalamak için karşıt başparmaklarını kullanmış olabilir.

Takma adı Monkeydactyl olan 160 milyon yıllık bir pterosaur, başparmakları karşılıklı olarak çevrilebilen bilinen en eski hayvandır. Resmi adı Kunpengopterus antipollicatus olan uçan sürüngen, şu anda kuzeydoğu Çin'de bulunan ağaçlara tırmanmak için başparmaklarını ve esnek eklemlerini kullanmış olabilir. Bilim adamları, bu özelliğin böcekleri ve diğer avları yakalamasına yardımcı olabileceğini söylüyor.

 

Türünün İlk Örneği Birleşme

Yeni rapor edilen bir kozmik parçalanma sınıfında, bir nötron yıldızı (video yakınlaştırıldıktan sonra bu bilgisayar simülasyonunda turuncu olarak gösterilmiştir) ve bir kara delik (koyu gri) içe doğru sarmaldır ve dans edercesine yerçekimi dalgaları (mavi) üretir. Kara delik nötron yıldızını yutar.

İlk kez, bir nötron yıldızını yutan bir kara delik görüldü, ölü bir süper dev yıldızın çökmüş kalıntıları. Gökbilimciler, çarpışmadan kaynaklanan ve sonunda Dünya'ya ulaşan yerçekimi dalgalarını ölçerek olayı tespit ettiler. Uzay-zamandaki bu dalgalanmaların önceden tanımlanmış tüm kaynakları, iki nötron yıldızı veya iki kara delik gibi çarpışan iki benzer nesneden oluşuyordu.

 

Kurtarılan En Eski Hayvan DNA'sı

 

Fotoğraf: Milyon yıllık mamut DNA'sı, daha önce bilinmeyen bir soyun, yünlü mamutlarla karıştırılarak Kuzey Amerika'yı kapsayan Kolomb mamutlarının ortaya çıkışına neden olduğu ileri sürüyor. Bozkır mamutlarının eski bir soyu (resimde gösterilmiştir), Kuzey Kutbu'nda dolaşan yünlü mamutların ortaya çıkışına neden olmuştur.

Bir milyon yıldan daha uzun bir süre önce yaşamış bir Sibirya mamutunun dişi, şimdiye kadar bir hayvandan elde edilen en eski DNA'yı sundu. Önceki rekorun sahibi, fosilleşmiş bir atın 700.000 yıllık DNA'sıydı. Bilim adamları, yeni bulgunun muhtemelen DNA'nın ne kadar süre dayanabileceğinin sınırına yaklaştığını söylüyor. Mamuttan elde edilen genler, daha önce bilinmeyen bir türe ait olabileceğini düşündürmektedir.

 

Denisovalı DNA

Fotoğraf: Burada gösterilen Filipinler'deki Ayta halkı, dünyadaki en yüksek Denisova soyunu miras alan bir etnik gruptur.

Denisovalılar olarak bilinen gizemli hominid grup uzun zaman önce öldü, ancak iz bırakmadan değil. Filipinler'in Yerli Ayta Magbukon halkı, genetik bir analizin ortaya koyduğuna göre, DNA'larının yaklaşık yüzde 5'ini Denisovalılardan alıyor. Bu, dünyanın herhangi bir yerinde bulunan Denisovalı soyunun en yüksek seviyesidir. Araştırmacılar, Denisovalıların Güneydoğu Asya, Papua Yeni Gine ve Avustralya'daki hareketlerini takip etmek için Denisovalı DNA'sını taşıyan diğer gruplardan gelen genetik ipuçlarıyla birlikte sonucu kullanıyorlar.